Mehmet TAŞ
Tarihi ortaya çıkarmak mümkün mü?
Sevgili Bekir Doğan kardeşimiz bu günkü köşe yazısında Kara Maraş sit alanı başlığı altında çok önemli bir konuya parmak basarak kamuoyunu bilgilendirmek istemiş.
Doğan kardeşimiz kendi üslubuna göre ifade etmek istediği konu; tarihe duyulan ilgisizliktir. Bunun başka lami cimi yok!
İyi hoş ve güzel ama; Belediye çarşısı ve o civarların neredeyse tamamı vakıf malı değil mi? Bu vakıf mallarının üzerine yatarak kendilerine tapu çıkartan ve bu tarihi mekanda istediği gibi tadilat yapanlar bizim insanlarımız değil mi? Canının istediği gibi tarihi yapıları yapanlar ve yıkanlar yoksa uzaydan mı geldiler?
1982 yılında o bölgenin sit alanı ilan edildiği vurgulanmış. Bırakın o bölgeyi şehir merkezinde SİT ALANI ilan edilen yerleri ne kadar koruyabildik ki?
Yine Doğan kardeşimin yazısında şu kadar cami, şu kadar kilise v.s. rakamlarla ifade edilerek yıkıldığını söylemiş.
Şimdi birkaç gecekondunun altında kalan tarih en azından olduğu haliyle duruyor. Bırakalım öyle kalsınlar diyorum hani. Sebebi ise bizim vurdumduymazlığımız, bizim ilgisizliğimiz. Bizler yer üstünde tamir edilmeyi bekleyen tarihi eserlerimize bile sahip çıkmaktan aciz bir toplumuz, bir topluluğuz.
Kahramanmaraşta güçlü bir kamuoyu istenmiyor. Bunun altında yatan gerçek hala fark edilmedi.
Kahramanmaraşta güçlü bir kamuoyu oluşuyor olsa bu gün siyaset sahnesinde yer alanların kaç tanesi o koltuğu işgal edebilirdi?
Bu şehirde emmi, dayı, ortak, mertek ilişkisi dün olduğu gibi bu gün de aynen devam ediyor.
Tarihi konakların yıkılarak birer apartmana dönüşüldüğü medreselerin yıkılarak ticari alana çevrildiği Kahramanmaraşta bu vurgun böyle gelmiş böyle devam eder.
İstanbul ilinde yaşanan sel felaketi Türkiyenin bir çok kentinde gözlerin bu soruna çevrilmesi ile gündem oluşurken bizde bu konuda hiçbir kimse birkaç kelime bile söyleme zahmetine girmedi.
Oysa Kahramanmaraşta son otuz yıldır dereler sürekli kapatıldı. Allah göstermesin böylesi bir yağmur Kahramanmaraşa yağdığında bizi nasıl bir sonun beklediğinin siz farkında mısınız?
Tabii biz Maraşlılar olarak efsunluyuz. Bize böyle bir felaket uğramaz. Yada kadere razı olur, Takdir böyleymiş deriz.
İşte bu baştan teslim olan ve direnci kırılan, kendine özgüveni olmayan bir toplumdan bir şey olmaz, olamaz!...
Bu kentte ben yaptım oldu mantığı her zaman var olmuştur. Hak etmedikleri makamlara gelen insanların etrafına çöreklenen yağcılar takımı o insan ne yaparsa doğru demişler, bir süre sonra neyin doğru neyin yanlış olduğu da fark edilemez olmuştur.
Onun için Sayın Bekir Doğan kardeşim, bu şehirde bir zihniyet devrimi yaşanmadan hiçbir şey değişmez.
Böyle gelmiş böyle de devam eder!....
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.