1-AKŞAM SABAH ELEŞTİREN

Çözüm üretemeyen insanların en belirgin özelliği, her şeyden dert yanmaktır. Bu tür insanlar futbol taraftarları gibi hareket ederler. Hakemin takım aleyhine verdiği her kararda sinirlenirler, küfrederler. Kendilerinin yaptıklarını doğru göstermek için devamlı eleştirirler.

Hindistan’da 'Renklerin Ustası' anlamına gelen Ranga Guru adında bir ressam varmış. Bu ünlü ressamın bir öğrencisi eğitimini tamamlamış, son resmini yapıp hocası Ranga Guru’ya götürmüş ve resmini değerlendirmesini istemiş.

Ranga Guru resme bakmış ve şöyle demiş: “Sen artık büyük bir ressamsın. Resmini halk değerlendirsin. Bu resmi al, şehrin kalabalık bir meydanına as. Yanına da bir kırmızı kalem ile şu yazıyı bırak: “Lütfen beğenmediğiniz yerlere çarpı koyunuz.”

Öğrenci söyleneni yapmış ve birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde görmüş ki, emeğini ve yüreğini ortaya koyarak yaptığı tablo, kırmızı çarpılarla doldurulmuş. Öğrenci buna çok üzülmüş. Tabloyu almış ve hocasına götürmüş.

Ranga Guru, öğrencisine üzülmemesini söylemiş ve aynı resmi yeniden yapıp yanına da yağlı boya ve fırça ile birlikte şu yazıyı bırakmasını söylemiş: “Lütfen beğenmediğiniz yerleri düzeltiniz.”

Öğrenci birkaç gün sonra gidip bakmış, tabloya kimse dokunmamış. Bu duruma çok sevinerek durumu hocasına anlatmış. Ranga Guru şöyle demiş: “Sen ilk seferde belki de hayatında hiç resim yapamayan insanlara fırsat verdin ve acımasız eleştiriler ile karşılaştın. Bu duruma çok üzüldün. İkinci sefer ise hataların düzeltilmesini istedin. Oysa kimse konuyu düzeltmeye cesaret edemedi. Çarpı koymak, beğenmemek, karalamak, kolaydır. İnsanoğlu başkalarında kusur aramada pek aceleci ve pek acımasızdır…”

2- ELEŞTİRİ KABUL ETMEYEN

Toplumda devamlı eleştiren ancak eleştiri kabul etmeyen insanlar oldukça yaygındır. Bu insanlar narsistir. Kendilerini çok severler, egoist ve bencildirler.

Eleştiri kabul etmeyen insanlar ile uzun süre oturamazsınız. Zaten onlarda oturmak istemezler. Diyalog kurmazlar ve hep övülmek isterler.

Eleştiri kabul etmeyen insanlar, sevmeyen ve sevilmeyen insanlardır. Bu insanlarla sıcak ilişkiler kurulmaz. Bu insanlara karşı ancak politik tavır geliştirilir. Dostane ilişkiler kurulamaz. Yapay ve yüzeysel ilişkiler vardır.

3-HER ZAMAN SOMURTKAN VE AĞLAYAN

 Her zaman somurtkan ve ağlayan insanlar hayatı çekilmez kılarlar. Hayatın hep olumsuz tarafından bakarlar. Kötü olaylar ve olumsuzluklar yalnız kendi başlarına geliyormuş gibi düşünürler. Arabesk hayat yaşarlar, arabesk müzik dinlerler. Dertlenmenin ve ağlamanın sorun çözeceğini zannederler.

Hayattan zevk almak bir tarafa, çevresindeki insanların da huzurunu kaçırırlar.

4- SORUMLULUK ALMAYAN

Sorumluluk duygusu olmayan, sorumlulukta alamaz. Bu kişiler toplumdan kendini soyutlar. Liderlik vasfı yoktur. Başkasının gücünden faydalanıp, gölgesinden istifade eder. Sorumluluk almayan insanlar pasif karakterlidir.

  Sorumlu olmayan kişiler, sorunlu kişilerdir. Bu kişilere genel itibari ile küçüklükten itibaren hiç sorumluluk verilmemiş ve bu yüzden sosyal hayat içerisinde yer edinememişlerdir.

5- DÜŞÜNMEDEN HAREKET EDEN

Anlık ve fevri hareketler çoğu zaman insanların başına iş açar. Hapishaneler anlık suç işleyip sonra pişman olan insanlarla doludur. Bir atasözümüzde denir ki: “bin düşün, bir yap”

 Düşünmeden yapılan işler, sonradan derin pişmanlıklara yol açmakta ve geri dönülmez sonuçlar doğurmaktadır. Düşünmeden hareket eden insanlar çoğu zaman aklı ile hareket etmez ve duygularına yenilirler.

 6- SÜRÜLEŞEN, HERKEŞLEŞEN

 Toplum içinde, farklı düşünenlere ihtiyaç vardır. Özellikle öncü olan kişiler, sürüleşmekten uzak durmalı ve cins fikirler ortaya koymalıdır.

Ben her zaman derim ki: “eşeğe doğru binip yanlış istikamete gideceğine, eşeğe tersten binip doğru istikamete gitmek evladır”

 Herkesleşmemek, farklı olmak problemlerde farklı çözüm yolları ortaya çıkarır.

Unutmayın! Sürüden ayrılanı kurt kapabilir ama en güzel otlar sürüden uzak yerlerde yetişir.

7- HER İŞİNİ KABA KUVVETLE YAPAN

 Atalarımız: “hayvanlar koklaşa koklaşa; insanlar konuşa konuşa anlaşır” demiş. Konuşmasını beceremeyen insanlar, çözemedikleri problemde, kaba kuvvete başvururlar. Bu kişilerin sesi de yüksek çıkar. Güçlü olmayı haklı olmak zanneder.

 Kahramanmaraş’ın bir köyünü gezerken, bir teyzeden güzel bir söz duymuştum: “konuşmayı beceremezseniz, dövüşürsünüz.”

Anadolu insanının irfanına çok güvenirim. Tecrübe ile sabit olan sözler hala günümüze ışık olmakta.

8- DERS ALMAYAN, TEVBE ETMEYEN

 İnsan beşerdir, Şaşar. İnsanoğlu ders almayı bilmelidir. Yanlışlar insanları olgunlaştırır. Yeter ki insanoğlu kusursuzluğunu bilsin. Beşer ilah değildir. Hata yapacak ve günah işleyecektir. Ancak günahta ve yanlışta ısrar etmemelidir. Özür dilemeyi bilmeli ve Nasuh tövbe etmelidir.

9-CESUR OLAN CAHİLLERDEN

Cahiller cesurdur ve her şeyi bildiklerini sanır. Her şeyi biliyorum diyen insanlardan uzak durmalıdır. Cahilin cesuru başa işler açar.

“Ne sorsam: “bilmiyorum” diyorsun” diyen birine ne demişti İmamı Azam:"Bilmediklerimi ayağımın altına alsaydım başım göğe ererdi"

Bildiklerin konusunda cesur ol. Ancak her soruya cevabınız olmasın. Şu unutulmasın: “bilmiyorum” demekte bir erdemdir.

İş başvurusu yapan kişilere “ne iş yaparsın?” diye sorulduğunda “her işi yaparım” diyen kişiden uzak durulmalıdır. Çünkü bu adamın her işi yarımdır.

10- DEVAMLI KARAR DEĞİŞTİREN

 İnsan elbette değişime açık olmalıdır. Zaman zaman fikirleri de değişebilir. Ancak sık sık karar değiştirenler fikri olgunluğa ermemiş demektir. Bu kişiler yönlendirmeye müsait kişilerdir.

 Çabuk yönlenen insanların da tavrı politiktir. Samimi ilişkileri pek olmaz. Bu kişiler: Yağmur nereye yağıyorsa, tarlayı oraya taşırlar.

11- FİKİRLERİ SABİT OLAN

 Sabit fikirli kişileri, hakikate inandıramazsınız. Kendi sabiteleri, kendi doğruları vardır. Bu kişiler, âlemin en doğru kişisi olarak kendilerini kabul ederler. Kitap okumayı, araştırma yapmayı sevmezler.

 Sabit fikirli kişiler, sadece kendi düşünce ve fikirleri üzerinden karşıyı etkilemeye çalışırlar. Karşının görüşlerini çürütmeye ve sadece kendi fikirlerini hakikat olarak kabul ettirmeye çalışırlar.