Cumhuriyet kurulduğundan beri ülkemize tasallut olan ABD, devletimize dostmuş gibi gözükerek Türkiye’yi yeniden dizayn etmeye çalıştı. Başta  eğitim ve  kültürümüze neşter vurdular. Zaten sınırlarımızı istedikleri gibi daraltmışlardı. Harf devrimi yaptırılmış, laiklik sistemiyle de Arap Müslümanlarından bizi ayırmışlardı. Sanki İslâm, Arap diniymiş gibi algı operasyonu yapılmıştı. Sözde Amerika’nın stratejik ortağı idik!

Kültürümüz Avrupa ya endekslenmiş, adaletimiz Avrupa’dan alınmış. Amerika’dan Marshall yardımları altında Milli Eğitim politikamız ihanetlerle doldurulmuştu. Amerika kaynaklı askeri darbelerle de ülkemize hep neşter vurulmuştur. Amerika  bir Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) oluşturdu. Tabii biz de bunu kabullendik.

Ta ki 2011 den sonra ülkemiz uyanmaya başlamıştır. Artık her şey açıktan düşmanlık yapılıyordu. Orduya yapılan kumpaslar, FETÖ deşifre olması, PKK-PYD ye ABD yardımı, 15 Temmuz Amerika’nın darbecileri savunması, Doğu Akdeniz politikamızla ABD ile aramız iyice açıldı. BOP ise Amerika’nın elinde kaldı ve çöktü. Türkiye’nin S-400 hava savunması sistemini Rusya’ dan alması, NATO’nun imkanlarından Türkiye’nin faydalandırılmaması hatta Türkiye aleyhinde kullanılması, F-35 füzelerini ABD’nin Türkiye’ye vermesinden vâz geçmesi gibi olaylar hızlıca bir Amerika-Türkiye savaşına doğru sürüklüyor.

Millet olarak 15 Temmuzda verilen diyet yetmemiştir. Daha büyük bir diyet bizden beklenmektedir. “Yiğit düştüğü yerden kalkarmış” düsturuyla dünya bizden büyük diyet bekliyor. Osmanlı yıkıldığı yerden artık kalkmalıdır. Bütün mazlum milletler Türkiye’nin ayağa kalkmasını bekliyor. Belki de artık zamanı geliyor.

Düşmanımız bizi hem Suriye’de, hem Doğu Akdeniz’de zor durumda bırakmaya çalışıyor. Suriye ile görüşmeler henüz devam ediyor. Eğer ABD istediğini Türkiye’den almazsa olası bir savaşa hazır olalım. ABD’nin son seçeneği Türkiye’ye açıktan savaş ilanıdır. Zaten bu savaşı aslında çoktan başlatmıştı. Ekonomi savaşıyla yüzleştik. Buna mukabil  Rusya ile yakınlaştık.

Venezuela örneği ortada, ABD açıktan Venezuela Devlet Başkanını hedef aldı ve Ana muhalefet liderine destek verdiğini belirterek orduyu kışkırttı. Ama planı tutmadı, MADURO ‘ya açıktan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan destek verdi. Akabinde Rusya ve Çin de Venezuela Devlet Başkana destek verdi. Şu anda Venezuela halkı Amerika baskısına  dayanıyor.

2 Şubat 2019 tarihli “Dünya İslam Hakimiyetine Muhtaç “yazımla Türkiye’yi bekleyen misyon değinmiştim. Görülen o ki o günler yaklaşıyor. Ancak bizler millet olarak liderliğe hazır olmalıyız. Gerekirse bedel de verebilmeliyiz. Ancak içeride birlik olma zamanı hepsinden daha önemli. Eğer içeriden fitneye düşmez isek bedelimiz az olur.

Bir gün Amerika ülkemize açıktan savaş ilan eder, saldırırsa hem devlet hem millet olarak buna hazır olmalıyız. Eğer bu savaşı Türkiye kazanırsa, bilin ki yeni Osmanlı doğacaktır. Acaba olası savaşta yanımızda başka ülkelerde olur mu? Yoksa devlet olarak yalnız mı kalırız bunu zaman gösterir. Millet olarak biz hazır olalım devletimiz tedbirini alsın. Milli ve yerli üretimler şart. Halk olarak lüks ve israftan kaçınmalıyız.

Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin. Saygılar