Ayasofya Camiinin Yeniden İbadete Açılması

Ayasofya Camiinin ibadete açılması mahkeme süreci 2004 den beri İsmail Kandemir amcamızın şahsi mücadelesi ile devam etmektedir. İsmail abimiz bu mücadelesini Sürekli Vakıflar Tarihi Eserler ve Çevreye Hizmet Derneğini kurarak onun çatısı altında devam ettirir.

2008 yılında İsmail abi, Ayasofya ile ilgili bir belge almak için tanıdıklar aracılığıyla bana ulaşır. Zira Kültür ve Turizm Bakanlığından o belgeyi almak için BİMER aracılığıyla defaet yazışma yapmış, ancak kendisine verilmemiş. Hâlbuki talep edilen belge gizli bir yazı değil. (İstanbul Tarihi Yarım Adasının UNESCO tarafından koruma altına alınmasına kararı). Bakanlık duvarında asılı olmasına rağmen sanki gizli bir konuymuş gibi Unesco şubesinde çalışanlar, İsmail abimize sorun çıkarmışlar, belgeyi vermemişler. Bu amaçla devreye girerek o belgeyi sendika aracılığıyla alarak ilettim. Böylece mahkeme evraklarını tamamlamış olduk. İleri süreçte de işbirliğimiz devam etmiştir.

Bilindiği üzere 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye çevrilen Ayasofya’nın tekrardan ibadete açılmasına ilişkin Danıştay 10. Dairesinde açılan dava tamamlandı. 2 Temmuz 2020 de sabah 9:45 de Danıştay, Ayasofya’nın yeniden ibadete açılması dava talebi ile ilgili başvuruyu davacı İsmail Kandemir ve avukatı ile duruşmalı görüştü. Davaya dernek üyesi olarak katıldım. Davaya ilişkin karar 15 gün içerisinde açıklanacak.

Mahkeme Başkanı Yılmaz Akçil tarafından, Mahkemede iki söz hakkı savcıya, iki söz hakkı müdahil avukata ve dava sahibi İsmail Kandemir'e verildi. Cumhurbaşkanlığı avukatı davaya müdahil olmadı.

Mahkeme Başkanı tarafından ilk söz Savcı beye verildi. Savcı, vakıflar kanunun o zamanlarda net olmadığını, o tarihte yapılan işlemlerin de hukuka aykırı olmadığını ve doğru olduğunu  ifade etti. Ayasofya'nın ibadete açılması kararının Bakanlar Kurulu tarafından alınabileceğini savundu ve davanın reddini istedi.

Avukat Selami Karaman, Ayasofya'nın müzeye çevrildiği belgedeki Mustafa Kemal Atatürk'ün imzasının sahte olduğuna dair iddialarının devam ettiğini,  o dönemde Soyadı Kanunu'nun farklı olduğu, bu yüzden imzanın Atatürk olarak atılmasının mümkün olmadığını, Ayasofya'nın hem Fatih'in kişisel malı olduğunu hem de vakıf kurarak camiyi vakfettiğini, ancak müze uygulamasıyla bunun hak gaspı olduğuna dikkat çekti.

İsmail Kandemir ise Fatih’in vakıf bedduasını okuyarak, bir an evvel bu mesuliyetten kurtulmalıyız dedi.

Ardından Danıştay Savcısı söz aldı: "Zaman aşımı söz konusu değildir. O tarihte günümüzdeki Vakıflar Kanunu henüz yürürlüğe girmemiştir. Eski mevzuata göre işlem tesis edilmiştir. O tarih itibarıyla işlem hukuka uygundur. Sahte imza konusuna gelince, o tarihte Atatürk'ün 5 Bakanlar Kurulu'nda da aynı imzası vardır."  Dedi.

Avukat Karaman ise kişisel hakkın ve vakıf hakkının gasp edildiğini tekrar yineledi, Ayasofya Camii Fatih Sultan Mehmet'in şahsi mülküdür. Fatih Sultan Mehmet Han'ın iradesine uygun davranılması açısından Ayasofya Camii'nin müzeye çevrilmesi kararının iptal edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yetki ve şekil yönünden sakat bir Bakanlar Kurulu kararıyla karşı karşıyayız. Bakanlar Kurulu kararının iptalini neden gerektiğiyle üzerinde durduğumuz husus mülkiyet hususudur. Ayasofya Camii'nin cami vasfının ortadan kaldırılarak müze olarak kullanılmasının Fatih Sultan Mehmet'in iradesine de aykırıdır. Biz mülkiyet hakkının görmezden geldiğini söylemekteyiz" ifadelerini kullandı.

Söz hakkı verilen Kandemir de;  savcı beye şunu soruyorum? Müze kararına ilişkin imza tutanaklarında 3 kişinin Ankara'da  olmamasına rağmen imzalarının nasıl bulunduğunu? Bunun soruşturulmasının gerektiği, şekil yönünden yanlış işlem yapıldığını ifade etti.

Sürekli Vakıflar Tarihi Eserler ve Çevreye Hizmet Derneği Başkanı İsmail Kandemir basın açıklamasında; "Anayasa Mahkemesi eşitlik ilkesi kapsamında Fatih Sultan Mehmet'in varlıklarına da sahip çıkılmasını, aynı şekilde amacı dışında kullanılmamasına karar vermelidir." dedi.

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Ömer IŞIK Arşivi