Zamanın birinde, dört eşli bir kral varmış.

Ne var ki; bir gün, kral hastalanmış.

Ölüm döşeğine düşmüş.

Ölümden sonra, tek başına kalmaktan korkan kral, dördüncü ve en çok sevdiği, kendisine elmaslar ve altınlar aldığı eşine şöyle sormuş:

“Benimle ölür müsün? Bu yolculuğa benimle gelir misin?”

Dördüncü eşi, “Üzgünüm. Yapamam.” diyerek, çekip gitmiş.

Kral, üçüncü eşini de çok severmiş. Onunla gurur duyarmış. Onunla komşu ülkeleri gezermiş.

Üçüncü eşini çağırmış. Kendisine ölümden sonra eşlik eder mi? diye sormuş.

Üçüncü eşi, şöyle yanıtlamış:

“Hayatı çok seviyorum. Üzgünüm! Seninle gelemem. Sen ölünce, yeniden evleneceğim.”

İkinci eşi, zor zamanlarında daima yanında bulunurmuş.

Ona da sormuş:

“Ölüm yolculuğunda, bana eşlik eder misin?”

İkinci eşi, şöyle cevap vermiş:

“Üzgünüm! Bu sefer sana yardımcı olamam. Fakat, senin için yapabileceğim tek şey; cenaze törenini düzenlemek ve orada olmaktır.”

Bir ses yükselmiş ve şöyle demiş:

“Ben, seninle yaşarım ve neresi olursa olsun sana eşlik ederim.”

Kral, bakmış ki; konuşan onun ilk eşiymiş. Fakat, bu eşi, onun en az ilgi gösterdiği eşiymiş.

Kral, çok utanmış ve şöyle söylemiş:

“Üzgünüm! Sana daha iyi davranmalıydım. Sağlıklıyken, sana daha çok dikkat etmeliydim.”

***

Bu hikâyeden çıkarmamız gereken ders, şudur ki;

“Aslında hepimiz, dört eşliyiz.

Dördüncü eşimiz, bizim bedenimizdir. Onu güzel aksesuarlarla ve hoş kıyafetlerle donatmayı severiz. Ama, sonunda, biz ölünce, peşimizden gelemez.

Üçüncü eşimiz; sahip olduğumuz malımız, mülkümüzdür. Onları elde edebilmek için zamanımızın çoğunu harcarız. Ama, sonunda, biz ölünce, peşimizden gelemez.

Tıpkı üçüncü eşin yeniden evlenmesi gibi o da başkalarına verilip bölüştürülür.

İkinci eşimiz; arkadaşlarımız ve ailemizdir. Onlara güveniriz. İhtiyaç duyduğumuzda yanımızdadırlar. Ama, bizimle gelebilecekleri en son yer cenaze törenlerimizdir. Bizi oradan uğurlarlar.

Birinci eşimizin temsil ettiği ise, ruhumuzdur.

Biz, genellikle ruhumuzla ilgilenmeyi ihmal ederiz.

Halbuki; ölümden sonra bize eşlik edecek odur.

Bu nedenle, bedenine iyi bak.

Sağlığını koru.

Ruhunu besle.

Mal ve mülkünün tadını çıkar. Sana sunduğu rahatlığı yaşa. Arkadaşlarının ve ailenin sana sunduğu sevgiyi de el üstünde tut. Ama, ruhuna dikkat etmeyi asla unutma.

Yalnız kalmak için vakit ayır.