Esat BEŞER
Walter Benjamin ve Bilime Katkısı
Walter Benjamin (1892 – 1940), Alman edebiyat eleştirmeni, filozof, kültür tarihçisi ve estetik kuramcısıydı.
Dahası, son zamanın yaşamış en büyük Marksist ideologlarındandı.
Oysa, Walter, Marx’ı okuma listesinin son sırasına bırakmıştı.
Buna rağmen, eleştirileri, Marksist kuram açısından çok önemliydi.
Serbest gazeteci ve yazar olarak çalışan Walter, radyo yayınları yapmayı da planlamıştır.
Geçimini ise, Frankfurt Okulu’ndan gelen parayla kısmen de olsa sağlamaktaydı.
Eğitimi
Walter, 1905 – 1907 yılları arasında, reformist bir okulda okumuştur.
Felsefe, Alman Dili ve Edebiyatı ile Sanat Tarihi üzerine eğitim almıştır.
1917 yılında, İsviçre’de, Bern Üniversitesi'nde, Alman Romantizminde Sanat Eleştirisi Kavramı teziyle, doktora yapmıştır.
1924 yılında, doçentlik yapmak üzere, Frankfurt’a gitmiştir.
Almanların yas törenlerinin kaynağı hakkında doçentlik için tez yazmıştır.
Ne var ki; akademik dünyadaki Ortodokslar bağlamında, resmi olarak geri çevrileceğini tahmin etmiştir.
Dolayısıyla, tez çalışmasıyla, kurula girmekten vazgeçmiştir.
Eserleri
Asimile olmuş bir Yahudi aileden gelen Walter, Bin Dokuz Yüzlerin Başında Berlin'de Çocukluk kitabını yazmıştır.
Ki; lirik ve felsefi bir dille yazmış olduğu bu kitabı, onun aslında otobiyografisiydi.
Buna ilaveten, 1921 yılından itibaren, Baudelaire’nin hikâyelerinin çevirilerini yapmıştır.
Ki; bu çeviri eseri, Çevirmenlerin Sorumlulukları ismiyle yayımlanmıştır.
Şiddetin Kritiğine İlişkin eseri de büyük dikkat çekmiştir.
Ayrıca, Angelus Novus adında bir dergi çıkarmak istemiştir.
Ne var ki; bu girişiminde, başarısız olmuştur.
1926 – 1927 yılları arasında, özellikle kaybolan ve yitirilen zamanın arayışı üzerine Proust’un çevirilerini yapmıştır.
Edebiyat dergilerine ve Sosyal Araştırmalar Dergisi’ne eleştiri ve denemeler yazmıştır.
Tarih Kavramı Üzerine Tezler'i yayımlamıştır.
Arkadaşlıkları
Öğretmeni Gustav Wyneken ile tanışması, Walter’i derinden etkilemiştir. Öğrenci hareketlerine katılımını sağlamıştır.
1914 yılında, arkadaşı Christoph Friedrich Heinle’nin intihar etmesi, Walter’i büyük bir şoka sokmuştur.
Neden sonra, üzüntüsünü hafifletmek için Heinle’nin eserlerini yayımlamak istemiştir. Ki; bu amaçla, bir yayınevi arayışına girişmiştir.
Komünizme olan ilgisi ise, onu 1927 kışında Moskova’ya sürüklemiştir.
Jean Selz ile tanışmasıyla da uyuşturucuyla tanışmış olur.
Paris’te Sürgün Hayatı
Nasyonal sosyalistlerin yaptırımı, Walter’in 1933 Eylül’ünde Paris’e sürgün gitmesinin nedenidir.
Keza, 1930’lu yıllarda, Marksizm’e daha çok yakınlaşan Walter, 1933 yılında, nasyonal sosyalistlerin baskısıyla, Almanya’yı terk etmiştir.
Sürgün hayatı yaşadığı Paris’e yerleşmiştir.
1939 yılında, Alman mültecilerin yayımladığı bir dergide çıkan yazısı nedeniyle, Alman vatandaşlığından çıkarılmıştır.
Ne var ki; Almanlar’ın Fransa’yı işgal edip, evinin basılması üzerine, Fransa’nın güneyine kaçan Walter, kaçtığı yerde, polisler tarafından Gestapo’ya teslim edileceğini öğrenmiştir.
Bunun üzerine, Walter, aşırı derecede morfin alarak intihar etmiştir.
Gerçi, intiharı hakkında spekülatif söylentiler yok değildir.
Şöyle ki; kendisinin şizoid olduğu ve bu nedenle intihar ettiğidir.
Buna ilişkin tek kaynak, Adorno'ya verilmek üzere Gurland'a dikte ettirdiği veda mektubudur.
Walter’in Stalin'in ajanları tarafından morfin verilerek öldürülmüş olduğu da bir başka söylentidir.
II. Dünya Savaşı’ndan sonra, Walter’in yazdıkları, büyük oranda yeniden düzenlenmiştir.
1970 – 1989 yılları arası geniş kapsamlı yayımlanan Toplu Yazılar, Walter’in yaşadığı yıllarda edebiyat dünyasında başarısız gibi görünen ortamı ters yüz etmiştir.
Walter’in eserleri, ölümünden sonra, sosyologlar ve toplumbilimcilerin başvurduğu önemli bir kaynak olarak güncelliğini korumuştur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.