FATİH DAĞISTANLI

FATİH DAĞISTANLI

YOĞURT’UN STEVE JOBS’I : HAMDİ ULUKAYA

1972 ‘de Erzincan’ın İliç ilçesinde doğan Hamdi Ulukaya, çocukluğunda yaz aylarında Fırat nehri kıyısında kendilerine ait bir çiftlikte küçük baş besiciliği ile iştigal ediyor, sürüleri otlatmak için bazen yaylalara çıkıyor, çobanlık yapıyor, bazen de göçebe hayatı yaşıyor. Hayalinde Siyasal Bilgilerde okumak olduğu için bir taraftan da okuluna devam ediyor. İlk yıl üniversite sınavını kazanamıyor. Sınavı kaybetmesine kendisi ve ailesi üzülüyor ancak annesi teskin ve teselli ediyor. Annesinin bu yaklaşımı Ulukaya’nın hayatının değişmesine vesile oluyor. Ulukaya duygu yüklü gözlerle o günleri anlatırken: ‘’ Annemin de muhakkak bir beklentisi vardı, okuyup bir yerlere gelmemi istiyordu. Anladım ki annem, sınavı kaybetmeme değil, sınavı kaybettiğime üzüldüğüme üzüldü. Annemin bu davranışı beni çok etkiledi ve ertesi sene sınavda Türkiye'de ilk 100'e girerek Ankara Siyasal Bilgileri kazandım. Başardığın zaman kimin ne dediğini tam hatırlamıyorsun ama kaybettiğin zaman sana sahip çıkanı unutmuyorsun. ’’
1994’te Ulukaya Üniversite eğitimini yarıda bırakarak, sırtında çantası cebinde 3.000 dolar ile Amerika’ya İngilizce öğrenmeye gidiyor. New York, Long Island Adelphi Üniversitesi'nde İngilizce öğrenimine başlıyor. 1997’de New York Eyalet Üniversitesi'nin Albany Yerleşkesinde işletme kursuna yazılıyor. Daha sonra New York State University’de işletme dalında yüksek lisans (MBA) yapıyor.
Okulu bitirdikten sonra New York eyaletinin kuzeyindeki bir çiftlikte işe giriyor, bir süre sonra da babası ziyaretine geliyor. Babası, Amerika ziyareti sırasında o bölgede satılan beyaz peynirin kalitesini beğenmeyince, oğlu Hamdi’yi Türkiye’de kendi ürettikleri beyaz peyniri ABD’ye ithal etmeye razı ediyor. Türkiye'den gelen peynir ABD’de beğenilince, Ulukaya 2002 yılında New York, Johnston’da Euphrates (Fırat) adını verdiği, kendine ait küçük bir toptan beyaz peynir imalathanesi açıyor. Tesis iki yılın sonunda ancak kendini kurtaracak hale geliyor. Ulukaya’nın peynir imalatı için çabaladığı bu dönem hayatının en zor günleri oluyor.

2005 ilkbaharında Ulukaya’nın beyaz peynir imalathanesinin 100 km kadar batısında New York South Edmeston’da, Kraft Food firmasına ait 84 yıllık tam teçhizatlı bir yoğurt fabrikasının 700.000 dolara satışa çıkarıldığına dair bir mektup alıyor. Ulukaya mektubu okuyor ve çöpe atıyor ancak yarım saat sonra tekrar çöpten alıyor ve mektupta adı geçen fabrika satışına aracılık eden firmayı arıyor. Fabrika hakkında bilgi alıyor. Akabinde hem avukatı hem danışmanı olan arkadaşını arıyor. Avukatı, Kraft gibi bir firmanın işletemediği bir fabrikanın satın alınmasını uygun görmüyor. Avukatı itiraz etmesine rağmen fabrikayı almaya karar veriyor ancak 70.000 dolardan başka parası yoktur. Kredi için Amerika Küçük İşletmeler İdaresi'ne başvuruyor ve İdarenin firmalara sağladığı teşvikten yararlanarak firmayı satın alıyor. Firmada çalışmakta olan 55 personelin içinden seçtiği 5 kişi ile işe başlıyor.

Amerikan usulü yoğurdu fazla sulu, şekerli ve yapay bulan Ulukaya, Türkiye’de her gün yiyerek büyüdüğü koyu süzme yoğurdu üretmeyi tercih ediyor. ABD pazarı için kaliteli, lezzetli, doğal ve uygun fiyatlı bir süzme yoğurt üretmek idealiyle işe koyuluyor ve bunun için Türkiye'den yoğurt ustasını getiriyor. 5 kişilik ekip ile mükemmel yoğurt elde etmek için 2 yıl fabrikadan hiç dışarı çıkmadan çalışıyor. Farklı sıcaklık ve sürelerde çeşitli mayalarla yüzlerce deneme yaptıktan sonra istediği lezzet, kıvam ve doğal raf ömrüne sahip bir yoğurt markası elde etmeyi başarıyor. Bu başarısını çoban kelimesinden gelen Chobani (
www.chobani.com) ismi ile markalaştırıyor.

Ulukaya, Chobani yoğurdunu koruyucu madde, yapay tatlandırıcı, yapay renklendirici veya jelatin kullanmadan ve büyüme hormonu verilmeyen ineklerden sağılan sütleri kullanarak üretiyor. Reklama ayıracak bütçesi olmadığından Kâse şeklinde yeni bir ambalaj geliştirerek, markasının tasarım ve renkleriyle diğer yoğurtlardan farklı görünmesini sağlayarak müşterilerin dikkatini çekmeyi başarıyor. Chobani yoğurdu ilk etapta; sade, vanilyalı, çilekli, şeftalili ve yabanmersinli çeşitleriyle piyasaya sürülüyor. Her geçen gün farklı tad ve markalarda yoğurt üretmeye devam ediyor.

2007 Ekim ayında, birkaç yüz kâselik ilk Chobani sevkiyatı Long Island’daki bir markete yapılıyor, müşterinin yoğun talebine muhatap kalan market ertesi hafta tekrar sipariş veriyor. 2009’da Stop & Shop ve ShopRite zincir marketleri, Chobani yoğurdu satmaya başlıyor. 2009’un ortalarında, haftada 200 bin kâse satış rakamına ulaşılıyor. Aynı yıl, indirimli mağaza zincirlerinden BJ's Wholesale Club ve Costco‘nun da Chobani yoğurdu satmaya başlamasıyla işler açılıyor.

Ulukaya'nın başlangıçtaki ticari yaklaşımı, büyük şirketlerin kullanmadığı stratejiler içeriyor. Yeni kurduğu şirketi marketlere raf kirası ödeyecek durumda olmadığından ürününü raflara koyabilmek için marketlere nakit yerine yoğurt ile ödeme öneriyor ve zor da olsa bunu kabul ettirmeyi başarıyor. Blogger’lar, Facebook ve Twitter gibi sosyal medya araçlarıyla tüketicilerle sürekli ve doğrudan iletişim halinde oluyor. 2010’da CHOmobile adını verdiği bir tadım kamyonuyla ABD’nin dört bir yanında festival, resmigeçit ve çoğunlukla ailelerin katıldığı diğer etkinliklerde bedava yoğurt dağıtmak suretiyle tanıtımı yapıyor.

2009’da BJ's ve Costco’nun da Chobani yoğurtu satmaya başlamasıyla şirketin satışları 2013’e kadar her yıl ikiye katlanıyor. Avustralya ve Asya pazarlarına göz diken Ulukaya, 2011’de Melbourne’lu süt ürünleri üreticisi Bead Foods’u satın alarak Chobani yoğurdunu Avustralya’da üretmeye ve satmaya başlıyor.

Ulukaya 2010 yılında çocuklar için tasarlanmış yoğurt olan Chobani Champions ile başlayarak markasına yeni ürünler eklemeye yöneliyor. 2013’te küçük kâselerde yer alan çikolatalı Chobani Bite; üzerine dökülecek malzemelerin kâsenin ayrı bir bölmesinde sunulduğu Chobani Flip ve sadece doğal bileşenlerden imal edilen ilk ve tek 100 kalorilik yoğurt olarak pazarlanan Chobani Simply 100 takip ediyor. Ulukaya 2014’te Yunan yoğurdu, kırık yulaf ve meyve karışımı olan Chobani Oats’u; kavunlusu ve pembe greyfurtlusu da olan sezon çeşitlerini; tatlı yerine sağlıklı alternatif Chobani Indulgent’ı; ocakta ve fırında pişirmeye yönelik % 4 yağ içerikli sade Yunan yoğurdunu piyasaya çıkarıyor.

Ulukaya 2012’de Manhattan’ın önemli semtlerinden SoHo'da, perakende yoğurt kafesi Chobani SoHo’yu açıyor, bu kafede taze Chobani yoğurt çeşitleri ve gurme malzemeler kullanılarak hazırlanmış çeşitli sandviç, çorba ve kahve seçenekleri sunuyor.

Ürünün Avustralya’da elde ettiği başarı üzerine Chobani 2014’te Singapur, Malezya ve Panama’dan başlayarak dağıtım alanına Asya ve Latin Amerika’yı da dahil ediyor.

Süzme yoğurtun her kâsesinde normal yoğurda oranla üç kat süt kullanıldığından, Chobani’nin sürekli genişleyen pazarıyla ve sürekli artan süt talebiyle başa çıkabilmek için şirket 450 milyon dolarlık bir yatırımla 2012 yılında ABD’nin Idaho eyaletindeki Twin Falls’da dünyanın en büyük yoğurt fabrikasını açıyor. 2012’de 1 milyar satış yapan Chobani dünyanın lider yoğurt markası oluyor. Ulukaya bu başarısıyla 2012 başlarında dünyadaki milyarderler arasına katılıyor. Serveti 2015 yılında 2 milyar dolara ulaşıyor.

2014’te Ulukaya Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğine 2 milyon dolar bağışlamayı taahhüt ediyor. Niyeti Irak ve Suriye’de zulüm gören insanlara acil yardım sağlamak ve dünya genelinde hayırsever kişi ve kuruluşların mültecilere yardımcı olmasını sağlamaya çalışıyor.

2015’te Ulukaya servetinin büyük bir kısmını, dünyanın her yerindeki mültecilere bağışlayacağını ilan ediyor. Bağışin taahhütünü Warren Buffet ile Bill Gates tarafından kurulan The Giving Pledge'in kampanyası çerçevesinde yapıyor. The Giving Pledge kampanyası milyarderlerin servetlerinin en az yarısını ya hayattayken ya da vasiyetnamelerinde bağışlamalarını istiyor.

2015’te mültecilere yardım için Tent Çadır adlı bir vakıf kuran Ulukaya, mülteci krizinin çözümüne daha yenilikçi yöntemler getirmek, bilgi ve tecrübelerini mültecilere yardım için devreye sokmak ve mültecilere iş verme olanaklarını araştırmak için daha fazla sayıda şirket ve girişimcinin kolları sıvadığını görmek istediğini belirtiyor. Ulukaya New York eyaletinin kuzeyindeki ve Idaho eyaletinin Twin Falls kentindeki Chobani fabrikalarında Asyalı, Afrikalı ve Orta Doğulu mültecilere iş veriyor.

Ulukaya 2016’te Dünya Ekonomi Forumu'nun İsviçre, Davos’taki toplantısına katılarak mültecilere yardım amaçlı yeni girişimler başlatıyor, siyasi liderlere ve iş dünyasının liderlerine daha fazla gayret göstermeleri için çağrıda bulunuyor.

Bir işadamı olarak bir şirket sahibi olmak, CEO olmak güzel şey diyor Hamdi Ulukaya. Bununla gurur duyuyorum diyor ancak bu etiketlerin kendisinin önüne geçmesi kendisini rahatsız ettiğini söylüyor. ''Ben her şeyden önce o annenin oğluyum'' diyor.’’ Eğer ben masaya oturduğum zaman Chobani'yi öne çıkarırsam, işadamlığı veya zengin adam vasfımı gündeme getirirsem, o zaman doğduğum topraklara, annemin hatırasına haksızlık etmiş olurum. Çünkü işadamlığı ve Chobani benden çıktı. Onlar benim üstümde değil ki; onları ben yaptım. Yani özellikle dikkat etmek lazım. Bir şeyle özdeşleşirken, onun seni yücelttiğini düşünüyorsun ama aslında kendini küçültüyorsun '' diyor.

Annesi vefat 1999'da ettiğinde başında bulunan yeşilli mavili bir başörtüsünü ofisinin baş köşesinde yer alan Chobani şapkasının altına koyuyor. Ancak bunu kendisinden başka şirkette kimse bilmiyor. Yıllar sonra çalışanlarına hisse devri yaparken yaptığı konuşmada çalışanlarına şöyle anlatıyor: ‘’Bütün bu başarımının mimarı bu şapkanın altındaki başörtüsünün sahibi olan annemdir. Çünkü o fikri, o insanı başımın üstüne koydum. İkincisi de; yanlış yapsaydım, o başımın üstündekinden utanırdım. Eğer bir şeyi yanlış yapacak olursam o şapkamın altındaki şey beni düzelteceğine inandım. Çünkü çok gençtim, ilk defa parayla, başarıyla karşılaşıyordum. Bunlar hep riskli şeyler ama o başörtüsünü orada olduğu sürece beni düzelteceğini düşündüm. O benim hayattaki pusulam oldu.’’ diyor.

Hamdi Ulukaya dünyanın içinden geçtiği zor dönemde gençlerden üstlenecekleri rolü yerine getirirken “insana değer verme” ilkesini hiç unutmadan değişime öncülük etmelerini istiyor.

Hamdi Ulukaya, girişimciliği Türkiye’de yaygınlaştırmak ve ülkemiz startup’larının dünyaya açılmasını sağlamak amacıyla bir proje başlatıyor. Türkiye’de girişimci adayı yetiştirmek ve farklı sektörlerde yola koyulan startup’ların coğrafi sınırlarını genişletmek amacını güden proje, Girişimci Adayı Destek Programı ve Startup Destek Programı olmak üzere iki ayrı programdan oluşuyor. Girişimci Adayı Destek Programı Amerika’ya davet ediyor, girişimci adaylarının kendilerine atanacak akıl hocalarının yanı sıra katılacakları çalıştay, seminer ve ziyaretlerle de girişimcilik kaslarını geliştirecekleri programın ilk ayağının ardından adayların, ölçülebilir bir iyi niyet sözleşmesiyle, hedeflerine ne kadar ulaştıkları takip ediyor.24 kişilik kotası olan Girişimci Adayı Destek Programı 18 yaş üstü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları katılabiliyor. Yabancı dil şartının aranmadığı program kapsamında adaylar için yapılacak tüm harcamalar Chobani firması tarafından karşılanıyor.

Ulukaya, 4 yıldan kısa bir süre içinde, Chobani markasını TV reklamları ve kitlesel pazarlama yöntemleri yerine sosyal medya ve ”ağızdan ağıza iletişim” yoluyla tanıtmayı başarıyor. Chobani markasının, Facebook’ta 1.450.000 facebookta, Instagram’da 149.000, Twitter’da 107.000 takipçisi bulunuyor.

Ulukaya: ‘’İnandığım şeyi yapabilmek çok önemli. Risk almaya devam etmek gerekiyor. Kendini yenilemek önemli. Bir yere geldikten sonra durmamak lazım. Bu anlamda işimde de hayatımda da pişmanlıklarım yok. “Best job in the world.” Kısaca en iyi bildiğim işi yapıyorum ve çok mutluyum. Ben ve benim gibi düşünenlerle beraber dünyayı, insanların daha iyi koşullarda yaşadığı bir yer haline getirmek için çalışacağım. New York’ta Albany’de küçük ve mütevazı bir evim var. Fırsat buldukça evimde oluyorum. Onun dışında işteyim. Zaman kavramım yok. İki köpeğim var. Yaşadığım bölgede çiftlikler var. Doğada yürüyüşler yapıyorum. Bunun dışında son zamanlarda seyahat tutkum ağır basmaya başladı. Çok geziyorum. Konferanslara katılıyorum. Üniversitelere gidiyorum. Genç arkadaşlarla bir araya geliyorum. Öğrendiklerimi yani bilgiyi gençlerle paylaşıyorum. Markam adına daha neler yapabilirim diye düşünüyorum. Ekibimizle beyin fırtınası yapıyorum. Kısaca işimi ve hobilerimi bir bütünlük içinde yaşıyorum. ’’ diyor.

Hamdi Ulukaya’nın hayatından kesitler;

1972:Erzincan’ın İliç ilçesinde doğdu.

1994: İngilizce öğrenmek için 1994 yılında Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti. Amerika Birleşik Devletleri’nde University of Albany’de eğitim aldı.

2001: Toptan beyaz peynir pazarlama firması kurdu.

2002: Beyaz peynir fabrikası kurdu.

2005: Amerika Birleşik Devletleri’nin En Çok Satılan Yoğurt Markası Chobani Yoğurt Firmasını Kurdu.

2007: Chobani yoğurtları Amerikan marketlerinde satılmaya başladı.

2008 :Fulton Kazası Ekonomik Gelişim Şirketinin Üstün Nitelikli Şirket Ödülünü aldı.

2009: The Business Review dergisinin 40 Yaşın Altında Kırk Kişi Ödülünü aldı.

2011: Amerikan Reklam Federasyonu’nun Başarılı Reklamcılar Galerisine kabul edildi.

2011: Amerika Birleşik Devletleri’nde yılında en çok satan yoğurt markası Chobani yoğurtları oldu.

2012: Küçük İşletmeler İdaresinin Yılın Girişimcilik Başarısı Ödülü aldı.

2012: Dünyanın önde gelen denetim ve danışmanlık firmalarından Ernst & Young'ın düzenlediği Yılın Girişimcisi yarışmasının Amerika Birleşik Devletleri birincisi oldu.

2012: Ernst & Young ABD’de Yılın Girişimcisi Ödülü aldı.

2013: Tribeca Düzen Bozan Yenilik Ödülü aldı.

2013: Ernst & Young Dünyada Yılın Girişimcisi Ödülü aldı.

2013: Colgate Üniversitesinden Beşeri İlimler dalında Onursal Doktora derecesi aldı.

2013: Sage Yüksek Okullarından Beşeri İlimler dalında Onursal Doktora derecesi aldı.

2014: Forbes Hamdi Ulukaya’nın servetinin 1,92 milyar dolar olduğunu açıkladı.

2014: TIME Yılın En Etkili 100 İsmi Listesine Girdi.

2014: New York Albany Üniversitesinden Beşeri İlimler dalında Onursal Doktora derecesi aldı.

2014: Amerika Mutfak Enstitüsü Sağlık ve Zindelikte Liderlik Ödülü aldı.

2014: Küresel Girişimcilik için ABD Başkanlık Büyükelçiliği ataması yapıldı.

2015: Birleşmiş Milletler Vakfı Liderlik Ödülü aldı.

2016: Kadınlar Mülteci Komitesi Liderlik Ödülü aldı.

2016: Chobani Food Incubator”ı (Chobani Kuluçka Merkezi )’ni kurdu.

2016: Fast Company tarafından hazırlanan “En iyi ve en kötü 10 liderlik hamlesi” listesinde Hamdi Ulukaya, en iyiler sıralamasının zirvesinde yer aldı.

2016: Hisselerin % 10’unu çalışanlarına dağıtma kararı aldı.

2017: TIME dergisi tarafından hazırlanan dünyadaki en etkili 100 kişisi listesine girdi.

2017 : Dünyanın En Yenilikçi Şirketleri” listesinde Chobani, hem “Gıda” hem de “Sosyal Fayda” kategorilerinde ilk sırada yer aldı. Chobani aynı zamanda tüm sektörleri kapsayan “En Yenilikçi Şirketler” sıralamasında ilk ona yerleşti.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
FATİH DAĞISTANLI Arşivi