Fatmagül Abacı
Zorla Güzellik Olmaz
Ben sen gittiğinden beri sol yanım yaralı, sağ yanım buz dağı…
Saramıyorum senden kalan yarayı…bastırdıkça daha çok kanıyor sanki !!!
Aslında sen benden giderken kalbimi de aldın o yok artık, sen yoksun… Bir insan kalpsiz nasıl yaşar hiç düşündün mü?
Senden başkası özüme öz değil!
Öyle yerleşik bir düzen kurmuşsun ki yüreğime, aldın gittin ama sızısı kaldı… İçim çorak topraklar gibi çatlak ve susuz… Artık hazan mevsimi var içimde.
Dalından kopmuş bir sarı yaprak savruluyor rüzgârda… Kırık ve kırılgan yerlerde ezilen bir yaprak…
Yaralı bir ceylan gibi ürkeğim. Sığamıyorum sensiz dar geliyor bunca boşluk. Dahası ellerim değil de gözlerim hep seni görüyor her ruhani bedende… Aldırma diyorum kendime. boşver! boşver!
Bilirsin duygusalımdır, boş veremem… Derinlerde yüzmeyi severim bilirsin. Boğulacaksam da kendi derinliğimde boğulayım, bundan kime ne ve sana ne?
Derinliğimi henüz keşfetmedim. Seninle tamamlıyordum kendimi, diğer türlü hep yarımdım…
Şimdi kendime kendimi inandırmaya çalışıyor, usul usul derinlerime kulaç atıyorum. Kendime çok haksızlık edip hep görmezden geldim… Oysa ben fena bir insan değilimdir…
İnsanları doğayı, hayvanları severim…
Yorgun bedenime ruhum ayak uydurmuyor. Ruhum hep umuttan yana. bedense taşınamayacak kadar ağır, anlatılmayacak kadar yük var dilimde… Sözcüklerim çok ama dilim suskun, delice konuşmak isterken…
Giderken “hoşça kal “ deyişin hala kulaklarımda mıh gibi östaki kemiğine çakılı… Ansızın hiç ummadığım bir anda çınlıyor sesin. yüzün ise gördüğüm her yüzde sen varsın !!!
Özledim dersem ,barışalım desem eski yarayı açmış mı olurum ?...yarayı birlikte açmadık mı ?
Neden birlikte kapatamadık ki ?
Sen hep gitme taraftarıydın da ben ısrarcı davrandım…
Artık ne önemi var değil mi ?
Sen gittin ve ben sen de kaldım…
Kendime kendi rüştümü ispatlayamaz oldum…güvenim yerlerde, yaşam artık sırtımda taşıdığım her günkü yük !!!
Çekip gidesim var… Yordu beni yaşamak… Ne zormuş yarabbi, sevdiğinden ayrı kalmak. katlanmak, ağlamak ve içimde dinmeyen sızı !!!
Artık gözlerim hep ıslak, mani olamıyor sebep soramıyorum.
Gözlerimden süzülen yaşlar içime azda olsa ferahlık veriyor. ne garip değil mi ?
Gözyaşım dışa akıyor lakin içim temizleniyor…
Erkekler ağlamaz derler. Peki, Allah bize gözyaşı vermemiş mi?
Vermişse hikmetinden sual olunmaz…
Kadınlar daha sulu göz olabilir ama ben bir erkek olarak ağlamaktan utanmıyorum…
Hem sevgilimden ayrıldığım günde gözlerim dolmuştu ama nasıl becerdim bilmiyorum içime akıttım yaşlarımı. Kendimi kuvvetsiz göstermek istemiyordum. Güçlüydüm…
Bu rüzgârda beni yıkmaz demek istiyordum. hem bir yaprak gibi onun önünde dağılmam beni ne kadar küçültecekti kim bilir…
Ayrılığın artık kaçıncı demindeyim. Yudumladığım her nefes onsuz olmuyor ama alışıyorum yavaş yavaş… Kabulleniyorum ve en çok kendime “zorla güzellik olmaz ferdun” diyorum…
Selam ve sevgilerimle
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.