Abdullah Şanlıdağ
Bir siyaset analizi
CHP son seçimlerde neden başarılı oldu veya AK Parti neden oy kaybetti? Temel soru bu.
İki bakan değiştirmenin dışında AK Parti, yenilgi nedeniyle yüzleşmedi. CHP; mülteciler, kültür sanat, adalet ve ekonomi gibi konulardan dolayı oy alırken, altyapı-ulaşım, milli güvenlik, dış politika, sosyal yardımlar konusunda da millet, AK Parti’yi tercih etti.
Eğer AK Parti sınır ötesi operasyonlarla başlatmış olduğu belgelere mültecilerin bir kısmını yerleştirmiş olsaydı, emekliye maaş konusunda adaleti sağlayabilseydi, ülkedeki pahalılık ve işsizliği de önlemiş olsaydı, tıpkı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde zorlanmadığı gibi yerel seçimlerde de birçok büyük şehri alabilirdi. Lakin bunları başaramadığı için ve de iktidarın uzun süreli olduğundan mütevellit seçmenin tercihi bu kez CHP dedi. CHP de artık bildiğimiz klasik, Kemalist, seküler, dinsiz imansız bir parti değil. O da artık nabza göre şerbet vermesini çok iyi biliyor.
Normalleşme ve helalleşme gibi içe dönük yüzleşmeler CHP'ye oy getirdi. Yani geçmişte AK Parti'ye oy vermiş bulunan bir seçmen, yukarıdaki durumlardan dolayı çok rahat bir şekilde CHP'yi tercih etmiş. CHP, kendi geçmişiyle yüzleşmeyi Kemal Kılıçdaroğlu döneminde başlattı.
Helalleşme rüzgarıyla dışa açılan, dindar ve mütedeyyin seçmeni anlamaya çalışan, hedef kitlesine sadece CHP'li seçmeni koymayan bir anlayışla herkesi kucaklayan bir politika sergilendi.
Peki CHP'deki bu durum kalıcı mı? Yani CHP son seçimlerde kazandığı büyük şehirleri ve kendisine yönelen seçmen kitlesini çeperinde tutmayı başarabilecek mi?
Öncelikle şunu ifade edeyim ki AK Parti genel siyasette hala eski başarısını ve toplumdaki karşılığını koruyor. Ama Ak Parti yerel siyasette başarılı değil. Bu başarısızlığın da elbette ki genel siyasetten kaynaklanan bazı noktaları ve yerel idarecilerin ve bürokrasinin yavaş işleyişi gibi nedenleri vardır. Ekonomi, pahalılık, emekli maaşları, mülteciler gibi konular yerel siyasette etkin oldu.
Topraklarımızda; bu bir vicdan meselesidir diyerek misafir ettiğimiz Suriyeliler konusunda AK Parti üzerine düşeni tam olarak yapamadı. Avrupa kapılarını göçmenlere kapatırken Türkiye açık kapı politikası uygulayarak, yaklaşık 10 milyona yakın Suriyeli vatandaşı ülkesine kabul etti. Elbette ki savaştan kaçan bir topluma kucak açmak hem misafirperverliğimizin hem de inancımızın bir gereğidir. Lakin bu sürecin uzaması ve mültecilerin bir kısmını tampon bölgelere yerleştiremeyişimiz yüzünden AK Parti yerel siyasette kaybetti. 20 yıl girdiği her seçimde birinci parti olan Ak Parti ilk kez yerel seçimlerde 2. parti konumuna düştü.
AK Parti'nin reform ve kalkınmaya yönelik atılım yaptığı yıllarda istişare ve özeleştiriye açık olduğunu biliyoruz. Şimdi AK Parti içerisinde burnundan kıl aldırmayan eleştirdiğinizde sizleri ya hain veya fetö'cü ilan eden tipler türedi. Bunları ben gördüğüm halde Reis görmüyor mu? Elbette ki görüyor. Bunlar biraz da uzun süreli iktidarın getirdiği dezavantajlar. Milletin tercihine saygı göstermek gerekiyor. Bizim milletimiz ariftir. Sevdiğini tam sever ve desteğini de tam verir ama cezalandırması gereken durumlarda da hiç affetmez.
Son yerel seçimlerde CHP'yi 1. parti yapıp AK Parti'yi cezalandıran seçmen aslında çok büyük mesaj verdi. Seçmen dedi ki, " kendine gel ey AK Parti, herkesin oyu çantada keklik değil". Artık şu "ceketimi koysam kazanırım anlayışından vazgeç diyen seçmenin sesi duyulmuş olsaydı, sonuç bugünkünden çok farklı olurdu. Yerel siyasette millet her zaman iyi adaylara oy verir. Süleyman Demirel'in tencere teorisi genel siyasette değil ama yerel siyasette işledi. Ülkedeki pahalılık ve krize rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan yeniden seçilerek, muhalefeti bir kez daha tuş etti. Lakin yerel siyasette seçmen AK Parti'ye ders verdi.
Yukarıda CHP bu başarısını kalıcı kılabilir mi? Diye sordum. Şu anki kamuoyu yoklamaları hala CHP'nin AK Parti'nin önünde olduğunu gösteriyor. Eğer böyle giderse AK Parti köklü bir değişim ve değişiklik yapmazsa bir sonraki seçimde işin zor. CHP ile Ak Parti'nin başlatmış olduğu normalleşme süreci de CHP'nin işine yarar.
Lakin ben normalleşmeden yanayım. Hiç kimseyi ötekileştirmeden; partisinden, düşüncesinden ve dünya görüşünden dolayı kınamadan kazanması gereken AK Parti, mevcut durumda yeni adımlar atmalı. "Daha önümüzde zaman var, gereken adımları mutlaka atacak ve kendimizle yüzleşeceğiz" diyen AK Parti, bir de bakmış ki yeni bir seçim kararı alınmış. İşte o seçime hazırlıksız yakalandığınızda işiniz zor.
Bunları söylerken CHP'nin işinin kolay olduğunu söylemeye çalışmıyorum. CHP de aynı şekilde o başarısını korumak ve halka umut vadeden projelerle ilerlemek zorundadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.