Abdullah  Şanlıdağ

Abdullah Şanlıdağ

Kayıtdışı siyaset

Cumhurbaşkanı ve aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, tam bir söz ustası. Hitabeti ve özgüveni zaten tartışmasız.

Kendisine 1990'dan beri tanıyor ve takip ediyorum. Gençliğinde daha celalli konuşur, haksızlığa asla tahammül etmezdi. Recep Tayyip Erdoğan, çekirdekten yetme şoför gibidir. Siyasetin tüm birimlerinde görev almış, aldığı görevleri de layıkıyla yerine getirmiştir. Siyasette ehliyet liyakat ve temsil kabiliyetini sürekli gündeme getirir, adaletsizlik ve hukuksuzluğun karşısında durulması gerektiğini söylerdi Erdoğan.

2000'li yıllar öncesinde çok çile çekti, Büyükşehir belediye başkanı iken görevden azledildi ve zindana takıldı. Zindan ona iktidarın kapılarını araladı. Kurduğu AK Parti'ye genel başkan seçilen Erdoğan, siyasi yasaklı olması sebebiyle 2002'de iktidara gelmesine rağmen milletvekili seçilemedi. Yine de Parti üzerindeki gücü ve Avrupa'yı adımlaması, ona beklediği fırsatı verecekti.

CHP'li Baykal'ın da destek vermesiyle Siirt'te yapılan bir ara seçimde milletvekili seçilen Recep Tayyip Erdoğan, partinin başına geçti ve Başbakan oldu.

İlk 10 yıllık dönemde, Fetö'nün ordu, bürokrasi ve devlet kurumlarında güçlü olmasına rağmen çok büyük başarılara imza attı.

Özellikle demokrasi, özgürlük hukuk ve adalet konularına çok önem veren AK Parti, zaten iktidara gelirken de yolsuzluk yoksulluk ve yasaklarla mücadele edeceğini vaat etmişti. İlk 15 yıl bu vaatlerinde durdu.

Uzun süren iktidar bazen yorucu olabiliyor. AK parti de bundan nasibini kısmen aldı. Savunma sanayisi, sağlık, ulaşım ve dış politikada çok başarılı olan AK Parti, ne yazık ki ekonominin kötü gidişatını ve pahalılığı henüz önleyemedi. Şu anda orta direk denilebilecek sınıf dahi etkileniyor.

Biliyorum AK Parti hükumeti deprem bölgesine çok büyük paralar harcıyor. Hiçbir depremzedeyi şu ana kadar mağdur etmedi. 11 ile etkileyen bir felaketin altından kalkabilmek öyle her ülkenin harcı değildir. Lakin Erdoğan kalkmasını bildi ve kendi vatandaşının neredeyse yarısını kalıcı konutlara yerleştirmeyi başardı. Öyle Umut ediyoruz ki bu yılın sonuna kadar deprem bölgesindeki tüm konutlar tamamlanacaktır. Bu alanda da çok başarılı olduğunu söyleyebiliriz.

Devam edelim. AK Parti, yapmış olduğu 8 kongresinde Erdoğan yine rakiplerini ters yüz edecek, muhalifleri şaşırtacak kavramlara başvurdu.

Erdoğan'ın lügati ve belagati oldukça zengin. "Kayıt dışı siyaset' kavramı da bunlardan birisi. Gerçi bu sözü meclis başkanı olduğu dönemlerde ilk olarak Cemil çiçek söylemişti. Söylediklerini dün gibi hatırlıyorum, kısaca şunlardı: "Siyasetin bir görünen aktörleri var, envanterde, tabloda, çizelgede, skalada görülen kayıt içindeki siyaset. Bunlar siyasi partilerdir, bizleriz. Ama bir de kayıt içindeki siyasetçilere etki eden, yön veren, pazarlık yapan, kavga yapan, yeri geldiğinde pek çok çekişmelere sebebiyet veren. Ve bu ülkede siyasetin bir gerçeği olarak, ama kayıt dışındaki gerçeği olarak önemli aktörler grubu var. Bunlar bazen sosyolojik gruplardır, bazen sermaye gruplarıdır, bazen medya gruplarıdır. "

Cumhurbaşkanı Erdoğan kongre konuşmasında yine TÜSİAD’a yüklendi, TÜSİAD’ı “kayıt dışı siyaset” yapmakla suçladı ve “kayıt dışı siyaset” yapma döneminin kapandığını söyledi.

Bilindiği üzere TÜSİAD, bir yabancı sermaye kuruluşudur. Geçmiş sicili çok da temiz değil. Eski Türkiye'de devlet kurup devlet yıkan bu sektör, pijama ile başbakan denetlerdi. Erdoğan'ın millet desteği karşısında 22 yıldır konuşmayan TÜSİAD, yeniden hortladı. Üzerine vazife olmayan işlere karışmaya başladı. Eski Türkiye'de asker de böyleydi. Siyaseti dizayn etmeye kalkışır, uslanmayanı darbe ile indirirdi. O günler geride kaldı derken, şimdinin vesayeti TÜSİAD oldu. Bir bakalım söylediklerine..

TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras’ın sözleri şöyle:

“Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor, kayyum atanıyor. Bir siyasi parti lideri hakkında önce soruşturma başlatılıyor sonra farklı nedenle tutuklanıyor. Bir çok sanatçının menajerliğini yapan bir iş kadını hakkında önce soruşturma başlatılıyor sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor. Bir büyükşehir belediye hakkında, yaptığı konuşmalar nedeniyle basın toplantısından dakikalar sonra soruşturmalar açılıyor. Yeni mezun teğmenler ordudan ihraç ediliyor. Suç vardır, yoktur diyemeyiz. Ama arka arkaya gelen bu olayların toplumda endişe yarattığını, güveni sarstığını söyleyebiliriz. Tutukluğun istisna değil kural haline gelmesi gibi kangrenleşmiş bir sorunun kanunlar değişse de çözülmediğini görüyoruz"

Elbette AK Parti eleştirilebilir. Lakin muhtara verir gibi siyaset mühendisliğine soyunmak, doğrusu TÜSİAD'a yakışmadı. Yine de benim kişisel kanaatim, TÜSİAD yetkilisinin gözaltına alınarak soruşturma başlatılması değil. İnsanlar şiddete ve silaha başvurmadıkları müddetçe, sadece fikirlerinden ve düşüncelerinden dolayı hapsedilemez. Yargının tamamen bağımsız olması gerekiyor. Devletin dini adalettir.

AK Parti yeniden bir kez daha genelde ve yerelde başarılı olmak istiyorsa, öncelikli olarak adalet ve hukuktan ayrılmaması gerekiyor.

Gerisi kolay.

Zaten CHP gibi bir partiden muhalefet olmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Şanlıdağ Arşivi