Abdullah  Şanlıdağ

Abdullah Şanlıdağ

Deprem bölgeleri nasıl ayağa kaldırılır?

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat tarihli depremler, 15 milyondan fazla insanı etkiledi. On binlerce can yok oldu, bir o kadar binalar da yerle bir oldu.

Deprem bölgesinde sanayi tesisleri başta olmak üzere iş yerleri de çöktü.

Kentin ekonomisine can suyu olan fabrikalar da bundan nasibini aldı. bu satırların yazarı da bir depremzededir ve depreme Kahramanmaraş'ta yakalandı. Kahramanmaraş edebiyatın ve şiirin başkentidir. Şehirlerin kimlik ve ruhu vardır. Kahramanmaraş'ında kimlik ve ruhu, edebiyatı ve yetiştirdiği değerli insanlardır. Bir kültür kenti olan Kahramanmaraş'ın öncelikle kimliğinin ve hafızasının ayağa kaldırılması gerekiyor. Ancak depremin ardından 5 ay geçmesine rağmen şehirde henüz gözle görülebilir bir iyileşme ve normale dönme emaresi yok. Kenti ziyaret eden bakanlar, deprem bölgesine bağaşları boş geliyorlar. Hamasetle ve sloganla şehirleri ayağa kaldıramazsınız. Hem şehirleri ayağa kaldırmak ve normale döndürmek sadece enkazları kaldırmak ve beton binaları dikmekten ibaret değildir. Deprem bölgesinde güçlendirme ve yerinde dönüşüm projesi çok önemlidir. Devletin yetkililerinin ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının, depremin ilk günlerinde orta hasarlı binaların da yıkılacağını söylemesi vatandaşı yanlış yönlere kanalize etti. Nasıl olsa orta hasarlılar da yıkılacak denilerek ağır hasarlı binaların içleri boşaltıldı kapı ve pencerelerine varıncaya kadar söküldü.

Ancak ilerleyen günlerde yapılan tespitlerde ağır hasarlı binaların dahi orta hasarlıya dönüştürülüp güçlendirme kararı açıklanınca, depremzede vatandaşlar ne yapacağını bilemez oldular. Şimdi hem güçlendirme maliyeti ve hem de vatandaşın konutlarına kendi eliyle verdiği zararların bilançosu söz konusudur. yerinde dönüşümde fay hattına ve sıvılaşma zeminine konut yapılamayacağı ifade ediliyor. Önceden yapılan konutlara dokunulmayacağı, yeni yapılacak binalarda bu kararın uygulanacağı bildirildi. Deprem bölgelerinde yaptığım araştırmalarda çadır hayatının tamamen bittiğini ve konteyner da yeni bir yaşamın başladığını gördüm. Bir yandan da kalıcı konutlar ve köy tipi evler hızla yükseliyor. Bu konutların mimarisi, kat adedi ve yapıldığı zeminler elbette tartışılabilir. Ancak şunu ifade edeyim ki,  Türk devleti depremzedelerin yaralarını sarmada ve konutların hızlı bir şekilde yükselmesinde takdire şayan işler yapmıştır. Yazımın başında da ifade ettiğim gibi, kentin normale dönmesinde sadece bunlar yeterli değildir.

Kahramanmaraş'ta ticaret ve sanayi çok önemli bir lokomotiftir. Bu sektör depremde %40 yara aldı. Varolan Sanayi fabrikalarının %30'u sağlam. Ayakta kalan fabrikalar ise %40 kapasite ile çalışıyor. Görebildiğim kadarıyla Kahramanmaraş'ın inşaat sektöründe en önemli eksikliği vasıflı elemanın ve teknik kadronun yeterli olmayışı. Kentte usta yok, olanlar da işleri yetiştiremiyor. Daha 30 binin üzerinde yıkılacak bina var. Sektör sahipleri sigorta ve kasko ile sorun yaşıyorlar. Sigortacıların sektör sahiplerine teklif ettiği paralarla bırakın fabrikaları ayağa kaldırmayı, o fabrikaların enkazını dahi kaldıramazsınız. Sigortalar, deprem görmüş fabrikayı tekrar sigorta yapmıyorlar. Yenisini alacaksın diyorlar, sektörün ise yenisini alacak ya parası yok,. ya da zamanı. Kahramanmaraş tekstil ve metal mutfak eşyalarında dev ihracat yapan bir şehirdi. Yaklaşık 142 ülkeye ihracat yapan şehrin Türkiye ekonomisine çok büyük katkısı vardı. Bu fabrikaların durmasıyla hem ihracat rakamları geriledi, hem de pazar alanında daralma oldu. Türkiye'nin %35 tekstilini üreten Kahramanmaraş, çelik ve altın sektöründe de öncü şehirler arasında yer alıyordu. Altın sektöründe İstanbul'dan sonra Türkiye'de 2 sırada yer alan kentin altın üretiminin yapıldığı kuyumcu kent depremden büyük zarar gördü. Oysa ki yapı daha birkaç yıl önce hizmete açılmıştı. Doğukent diye bilinen bölgeye inşa edilen Kuyumcukent, fay hattının geçtiği zemine inşa edildi. Tekstil, metal mutfak eşyası, çelik ve altın sektörünün bir an evvel ayağa kaldırılması elzemdir. Bu bölgede üretimi tekrar eski gücüne ulaştırabilmek için, sektör sahiplerinin desteklenmesi gerekiyor. İplik üreten Kahramanmaraş, aynı zamanda birçok ilin hammaddesini de üretiyordu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
  • Hakkı İSTER / null

    Kahramanmaraş'ın değil ayağa kalkmaya, oturmaya bile mecali yok. Her kafadan bir ses çıkıyor. Kış kapıya dayanmış, inşaat çalışmaları hızla devam eden TOKİ konutları üzerinden Yerel Yönetim top çeviriyor. Belediye olarak bazı bölgelerde enkaz atıkları toplanıyor. Bazı caddelerde de, asfalt üzerine asfalt döşenerek mevcut alt yapının çalışması engelleniyor. Yağışlar başladığında göreceğiz ki, alt yapı tıkalı ve sular seller yolları göle çevirecek. Kabahat te yağış miktarının üzerine atılacak. Şehrin eski mahalleriyle alakalı Belediyelerimizin kentsel dönüşüm planı dahi bulunmuyor. Oldu olacak buralar tamamen yıkılıp, şehri Önsen'e taşısınlar bari. Böylece "Köysel Dönüşüm" gerçekleşmiş olur.

    Yanıtla (0) (0)
  • Abdurrahman Genç / null

    Kaleminize yüce Rabbim güç ve kuvvet versin......çok güzel yazılar yazıyorsunuz.....

    Yanıtla (0) (0)
  • Meryem Bakındı / null

    Deprem bölgesinde Tayyip Erdoğan çok hizmet yaptı. Allah razı olsun

    Yanıtla (0) (0)
  • Ökkeş Çam / null

    Hayrettin Güngör bu şehirde olduğu müddetçe ben akp ye oy vermem. Ben son genel seçimlerde yine reise oy verdim. Eğer 2024 Mart ayında yapılacak seçimlerde Hayrettin Güngör aday gösterilirse kesinlikle iktidar partisine oy vermeyeceğiz

    Yanıtla (0) (0)
  • Rıza Sarı / null

    Gerçekten de öyle oldu Biz de ağır hasarlı binalar yıkılacak denilerek binamızı boşalttık ve kapatıp pencereye varıncaya kadar söktük Şimdi ise orta asyalı'ya dönüştü güçlendirme bekliyoruz ancak Hayrettin Güngör güçlendirmenin önünde herhangi bir engel yok demesine rağmen daha şeyde bir tane ruhsat verilen bina yok

    Yanıtla (0) (0)
Abdullah Şanlıdağ Arşivi