Fatmagül Abacı

Fatmagül Abacı

Hareket şart !...

Kış günlerinin sonuna doğru giderken artık baharı karşılamaya hazırlanıyoruz. Cemrenin de havaya düşmesi ile havada bir gelişme oldu. Kış mevsimine nazaran artık etkili soğuk olmuyor. Baharın coşkusu güneş burnunu bile gösterse insanların ruh halini yakından etkiliyor. Daha neşeli oluyor insanlar ve daha olumlu. Ağaçların bir kısmı tomur tomur oldu bile. Bazı bölgelerde yalancı bahara inanıp çiçek açan sabırsız ağaçlar var. Umarım aşırı soğuk olupta vurmaz ağaçları. Çünkü mart henüz gelmedi. Martlığını yapmadı.

Kış bitiyor Allah tekrarını hayırlısı ile nasip etsin. Bahara çeyrek kala  artık kabanlar ve kalın kıyafetlerden kurtulup daha ince, renkli, trençkotlu günler demek. Kıyafetler değişiyor ama kış boyunca alınan kilolarında değişmesi gerekiyor. Karbonhidratı bol, şekeri çok, unlu, çerezli ve ağır yemeklerin bol yendiği günlerin de sona ermesi gerekiyor. Biriken yağ katmanlarını da inceltmek, vücudu forma getirmek için çalışmak gerekiyor. Özellikle bu anlamda hanımlar başı çekiyor. Çok çabuk kilo alıp ,vermek kolay olmuyor. Fazla kilolardan kurtulmak için sağlam bir irade gerekiyor başta. Sonra iyi bir diyet listesi ve tabi ki spor şart. Sadece yemekle yapılan sporu eksik olan diyetlerde istenmeyen sarkmalara sebep olur. Bu nedenle diyet, spor olmalı. Tabi tüm bunların doktor kontrolünde olması gerekiyor. Aksi halde verilen kilolar çok çabuk geri alınıyor. Yapılan bir aylık diyette verilen kiloları bir iki hafta içinde tekrar geri alıyor insan.

Diyet listelerine baktığımız zaman öğün öğün  ne yeneceği  belirtiliyor. Lakin listeye bakıldığında yarı aç, yarı tok bile olamıyorsunuz. Bir hanım arkadaşım diyetisyene gitmişti. Diyetisyen bazı sorular sormuş, bünyesine uygun olması için. Kilo olarak oldukça kilosu olan arkadaşım diyet listesine şöyle bir bakmış. ”doktor bey, bunları yemekten önce mi, yemekten sonramı yemem gerek ?” doktor “yemek yok sadece bunlar yenecek” deyince arkadaşım dayanamamış ve” ee ben bunlarla doymam ki ! “ denedi ama yine de kilo veremedi. Akupunktur denedi olmadı. Oturan kilolar yerinden de pek kıpırdamıyor. Çok iyi sabır ve koordine hareket etmek gerekiyor.

Hareket şart demiş doktor ama yaptığınız sporu bir ömür yapmanız gerekiyor. Aksi halde sporu bırakınca verdiğinizden çok alıyorsunuz. Bünye hareketten bir anda hareketsizliğe geçiyor ve başlıyor yağ depolamaya. Yediklerinize dikkat etseniz bile egzersizler olmayınca biriken yağları yakamıyorsunuz . Bunlar muhtelif bölgelerde depolanmaya başlıyor. İşin en kritik noktası ise kilo oturunca vermek için bu kez iki katı efor harcamak zorunda kalıyorsunuz.

Spora ağırlık vermek gerekiyor. Diyete tam anlamıyla uymak gerekiyor. Tüm bunlara rağmen birkaç gün kıpırdamıyor kilolar. Daha sonra bir ,bir buçuk fark ediyor tabi diyetine göre. O kadar çok diyet çeşidi var ki ! Bünyeye en uygun olanı ve doktor kontrolünde olanı en sağlıklısı. Kulaktan dolma bilgiler, görülen her diyeti uygulamaya çalışmak insanın sinirlerine zarar verir ve kan değerlerinde ve bünyesinde istenmeyen sonuçlar çıkabilir.

Lahana çorbası diyeti, patates, çorba, yumurta, pazı çorbası… gibi adını sayamadığım diyet çeşitleri mevcut. Her pazartesi diyete istek ve hevesle başlanır, haftanın üçüncü veya dördüncü gününde sonlanır. Çok zayıflamak isteyenler özellikle sıkı bir diyete girer ki vücut buna tepki verir ve zafiyet söz konusu olur. Yani aç kalır. Bence en güzel diyet normal yemeğini yemek ve bol bol egzersiz. Tabi bu arada istediğini ye ama porsiyonlar küçük olacak. Tabak küçülünce içine az yemek alınacak. Tuz, un, şeker olmayacak. Şekersiz çaylar, bitki çayları içilebilecek. Bugünlerde birkaç arkadaşımın yaptığı diyet bu ama iki haftada 4 kilo verenler oldu. Sporu bırakmamak koşulu ile. Pek tabi ki diyetisyenin listesi ile yapıldı bu diyet. Tabağı küçültünüz ama tabağın içine koyduğunuz besinlerde önemli.

Lokman Hekim yemek yeme adabını ne güzel özetlemiş: ”çok yeme, sıcak yeme , çok çiğne” çok yersen rahatsız olursun, miden ağrır, şişkinlikten kendi içine sığmaz olursun. Sıcak yemek yediğinde nasıl olduğunun farkına varmadan çokça yer ölçüyü yine kaçırırsın. Çünkü sıcak yemek yedirir. Yediğin yemeği çok çiğne derken ne güzel izah etmiş. Bugün bile uzmanlar sindirim ağızda başlar demiyor mu ? Bu nedenle yemek yani ağzınıza aldığınız her lokmayı 25 kez çiğnemek gerekiyor. Sindirime yardımcı olmak için. Böylece midenin de işi kolaylaşıyor. Hazmetmekte kolaylaşıyor alınan besini.

Tüm dünyada ve ülkemizde şişmanlık hızla artıyor. Bu durum sadece estetik açıdan değil pek çok ciddi hastalığa zemin hazırlaması açısından da olumsuz bir durumdur. Türkiye İstatistik Kurumunun araştırmalarına göre , 15 ve üzeri yaştaki nüfusun yüzde 17,2’sinin obez ve yüzde 34,8’i ise fazla kiloludur. Cinsiyete göre bakıldığında ise kadınların yüzde 20,9’unun obez ve yüzde 30,4’ünün fazla kilolu olduğu görüldü. Erkekler de ise bu oran yüzde 13,7’si obez, 39,0’ı ise fazla kilolu olduğu saptandı.

Dünyada fazla kilo ve obezite yüzünden her yıl yaklaşık 2,8 milyon kişi hayatını kaybediyor.

Obeziteden korunmak için ne yapmak gerekir ? İbni Sina’nın dediği gibi “yediğinizi hazmetmeden, tekrar yemekten çekininiz.” Hazmedilmeden yenen yemekler mideyi yorduğu gibi hazımsızlığı da beraberinde getiriyor. Doyma hissinin oluşumu birçok faktöre bağlıdır. Bu eylem sosyal, kültürel, ve kişisel faktörlerin etkisi altındadır. Doyma hissi midede oluşan gerilme ve gevşemeler sonucu oluşan bazı hormonlar beyindeki hipotalamus bölgesinde doyma hissini oluştururlar. Yani ki doymak da kişiden kişiye değişir. Bünye farklı olunca uygulamada da farklıların olması gerekiyor.

Çağımızın hastalığı şişmanlık yanlış ve dengesiz beslenmenin bir olumsuz etkisi de kısırlık. Son zamanlarda yapılan araştırmalar neticesinde dünyada kısırlığın hızla artması, tüp bebeklerin artması bunun bir göstergesi değil midir ?

Güneşli günlerin dünyamızın kapısını çaldığı şu günlerde sağlıklı, dengeli beslenmenin gerekliliği uzmanlar tarafından sürekli hatırlatılıyor . İnsanların  da küçükten başlayıp, yaşa göre beslenmesi, sağlıklı bir organizma için gerekli.

Sağlıklı bir bahar diliyorum…              

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatmagül Abacı Arşivi

Nebi

17 Ekim 2024 Perşembe 17:13