Abdullah Şanlıdağ
STK'lar ne iş yapar?
Sivil toplum örgütleri, adı üstünde; toplumun sözcüsü olmak durumundadırlar. Bu ülkede toplumun STK' sı yok, siyasetin STK'sı var. Mevcut sivil toplum örgütleri, ya iktidarın ya da muhalefetin yağdanlığı gibi çalışıyorlar. Oysa ki STK'lar toplumun sesi, sorunların nefesi olmak durumundadırlar. STK'ların görevi, üyelerinden para toplayıp, bir partiye angaje olmak değildir.
Kur'an âyetleri, sivil toplum örgütlerini de bağlar. "Onlar sözü dinler, doğrusuna tabi olurlar" ayeti, hepimize mesaj veriyor. Doğru icraatı kim yaparsa yapsın, ben onu alkışlarım. Mesela Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin 6 Şubat tarihli depremlerde Kahramanmaraş'ta yer alması alkışlanacak durumdu, ama biz perdeledik.
Sivil toplumun görevi: "Sivil toplum örgütlerinin temel amacı, temsil ettiği kitlenin hukuki haklarını savunmak, ekonomik destek sağlamak, demokratik menfaatlerini anlatmak, doğal afetlerde ekipman sağlamak, sağlık hizmeti vermek, arama kurtarma çalışmalarına katılmak ve çevreyi korumaktır."
Şimdi soru şu: Maraş'ın veya diğer deprem bölgelerinin sorununa ilişkin STK'ların bir projesi var mı? Hangi STK, yeni yapılaşma ve kentin imar-ihyasına yönelik proje hazırlayıp da siyasetçilerin kapısını çaldı? Birçok STK, daha konutların nereye yapıldığından bihaber..Böyle STK ile nereye varılır? Bu STK'lar, kimi temsil ediyor? STK dediğin yapılanma, insan haklarının uygulanması ve herkesin daha iyi yaşam koşullarına sahip olması için çalışır. Kahramanmaraş'ta böyle donanıma sahip STK var mı? Adam STK üyesi, lakin deprem gerçekliğinden yoksun. Fay hattı nedir, alüvyonlu araziler nerede yer alıyor, kentin neresine, ne kadar konut yapılacak bilmiyor. Daha kötüsü, bilmediğini de bilmiyor. Şehre gelen bakanları alkışlamaktan başka hüneri olmayan bu yapılar, sineye yüktür. Yeri geldiğinde bakanı eleştiremeyen, geleceğe dönük bir öngörüsü olmayan STK'ların, ha varlığı, ha yokluğu..Olmasın daha iyi. Hoş siyasiler de zaten böyle yapılar istiyor. Özeleştiriye açık olmayan kurum ve kişiler, demokrasinin kalkınmasının önündeki en büyük engeldirler. Bir şehri imar ve ihya ederken, sadece siyasilerin iki dudağından çıkan sözler geçerli oluyorsa, o şehirde STK varlığından söz edilemez. Depremin ardından 7 ay geçmesine rağmen hala bu şehirde yıkım işlemleri sürüyorsa, bu hantallığın sorumluları kimlerdir? Orta hasarlı binalar konusu da öyle. Hala bu yapılara ilişkin bir düzenlemeyi hayata geçiremedik. Önümüz kış ve insanlar mağdur. Karar mekanizmaları, ilgili yönetmelikleri çıkartıp, şehrin fay hattında kalan kısımlarının haritasını düzenleyerek, gerekli alt yapı ve güçlendirme işlemlerini başlatamadılar.
Hele bir dernek, vakıf, tüzel kişilik insandan daha üstün değildir. Merkezine insan haklarını, demokrasiyi, özgürlüğü, hak ve hukuku alamayan STK'lar, göbeğinden bağlı oldukları kurum ve kişilere hizmet ederler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.