Naif Karabatak
Zehir zıkkım olur mu, olur!
Dünyadaki savaşların tamamına yakınında “çıkar hesapları” yattığı biliniyor. Demokrasi ithal etme ne kadar hikâyeyse, vatan ve milletin Sakarya olduğu da bir laf salatasından ibarettir. Zalim yöneticileri tahtından etmek için yapılan girişimlerde bile çıkar hesapları var. Darbe de böyle, darbeye teşebbüs de…
Türkiye’de 1960 ve 1980 olarak tarihe geçen iki tamamlanmış darbede, insanlara zulmedildiği bir gerçek ama işin bir de ekonomik boyutu var ve aslında askerlerin darbe gerekçelerinin altında yatan, ekonomik gerekçelerdir.
Bunun en yeni örneği 28 Şubat post modern darbe diye adlandırılan dönemdeki ekonomik “götürmeler”dir…
Darbe zihniyetinde olanların, vatan millet çığırtkanlığı, laiklik hassasiyeti, cumhuriyeti koruma kollama lafları bir martavaldan öteye gitmez.
Sana mı kaldı be!
Bu ülke, birkaç askerin hassasiyetiyle ayakta duruyorsa, bugün yıkılsan daha iyi…
***
Bu hassasiyetleri, vatanseverlikleri, cumhuriyet aşkları, Atatürk’e olan bağlılıkları hepsi üç kuruş içindir.
Üç kuruş diye lafın gelişi söylediğime bakmayın, tam tamına 381 milyar dolardır.
Sadece bu değil elbet, kendi uhdesindekileri büyütüp, diğerlerini batırma eylemidir de.
Kısaca bakalım vatansever darbecilere…
28 Şubat’ın en karlı kurumu ye 381 milyar dolara mal oldu. En kârlı çıkan kuruluş ise OYAK Holding olmuş.
Götürdüklerine ek olarak, Oyak’ı büyütmüşler…
Hem de öyle böyle değil.
28 Şubat öncesinde sıralamaya dahi giremeyen OYAK, 2000 yılında 4,9 milyar dolarlık ciroyla Koç ve Sabancı Holding'den sonra üçüncü sıraya yükselmiş.
2001 sonunda ise Sabancı Holding'in net kârının 120 trilyon lira olduğu dönemde,OYAK'ın net kârının 594 trilyon liraya ulaşması da bir cumhuriyet sevdasıdır.
Bu dönem ülkeye 381 milyar dolara mal oldu, sadece faiz oranlarından dolayı devlet, 75milyar doların üzerinde zarar etti.
Batırdıkları bankaların ülkeye yükü, 53,3 milyar doları buldu.
Batan bankaların tepe isimlerinde ise yine “emekli askerler” vardı.
Bütün bunlar ve çok daha fazlası, darbelerin ne amaçla yapıldığının esas göstergesidir de.
Bugüne dek, darbeleri destekleyenler, ülkenin batmasına da bir şekilde destek vermiştir. Özellikle basın…
Bir kamu görevlisi olan askerlerin, hükümeti, parlamentoyu, yargıyı tehdit eder tarzdaki açıklamalarını “Bir üst düzey askeri yetkili” diye vererek, soyguna destek vermiş, suç ortaklığı yapmışlardır.
Aynı şekilde fişlenerek mağdur edilen her vatandaşın sorumluluğu da bu tür darbelere destek verenlerindir.
Darbeler sadece ekonomik yara açmaz elbet.
Sadece ekonomi olsaydı bile, bugün talan edilen paralar yerinde dursaydı, belki emeklinin aldığı maaş da değişecekti, işçinin de, memurun da…
Verilen emek karşılığını bulacak, ülkeye daha çok yatırım gelecek, kentlerin yaşam alanları çoğalacak, insanlar daha iyi şartlarda yaşayacaktı.
Sırf kendilerini kurtarma, servetlerine servet katma, geleceklerini garantiye alma adına ülkeyi soyup soğana çevirdikten sonra buldukları “hassasiyet” kılıfına inanan saflar da bu ülkede hep oldu.
Bir kısmı saflığından inandı, bir kısmı işin içinde bir piyon olarak rol aldı.
Elbet sadece ekonomi değildi.
Kendi güçlerinin devamını istiyorlardı.
Ülkede tek söz sahibi olduklarına kanaat getirmişlerdi.
Bu yüzden korku salmak, işkence yapmak, insanları mağdur etmek, inim inim inleterek istedikleri noktaya getirmek istiyorlardı, getiriyorlardı da.
Yetmeyince kurdukları terör örgütlerini devreye koyuyor, sesi kesileceği kesiyor, ortadan kaldırılacağı kaldırıyorlardı.
Bütün terör örgütleriyle dirsek temas halindeydiler ve aslında terör örgütü lideri, aynı zamanda darbenin başıydı da.
Bugün “askerler Silivri’de” diye timsah gözyaşı dökenler, aslında terör örgütünün asıl elebaşına gözyaşı döktüklerini anlamalılar.
Sadece götürdükleri rakama baksalar yeter.
Helal edecek çıkar mı bilmem ama kendi adıma helal etme konumunda değilim. Hem kim bilir, zehir zıkkım olur mu, olur!
Twitimden seçmeler
Hayatın ipi ellerinizdeyse, korkacak bir durum da yok demektir. Ama ipin ucunu kaptırdıklarınız varsa modern köle hayatı yaşadığınızı kabullenmek gerekir. Öyleyse özgürlük en çok size lazım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.