Abdullah  Şanlıdağ

Abdullah Şanlıdağ

Gazze size neyi hatırlatıyor?

İkisi de devrimci şairdi. Birisi Kahramanmaraşlı, diğeri urfalıydı. İkisi de bu dünyadan hicret eyledi. Rahmetli anıyorum.

Rahmetli Akif İnan ağabeyin dizeleriyle başlayalım.

Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde

Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu

Varıp eşiğine alnımı koydum

Sanki bir yer altı nehir çağlıyordu

Devrimci Kudüs şairi Nuri Pakdil ile devam edelim.

“Yüreğimin yarısı Mekke’dir, geri kalanı da Medine’dir. Üstünde bir tül gibi Kudüs vardır.”

İsrail Filistinlilere hayatı dar etmeye devam ediyor. Hikmeti nedir bilinmez, 1.5 milyar Müslüman insan, nüfusu sadece 20 milyon olan Siyonist İsrail devletine karşı hiçbir şey yapamıyor. Kufelilerin Hz. Hüseyin için ağlayıp Yezid’le iş tuttukları gibi, İslam ülkelerinin liderleri de Gazze için ağlıyor görünseler de, gerçekte reel politik gereği İsrail'le işbirliği içerisindeler.

Şuana kadar İsrail terör devletinin hastaneler başta olmak üzere tahrip etmediği, bomba atmadığı alan kalmadı. Savaşın da bir hukuku ve ahlakı vardır. Savaşta siviller, kadınlar, çocuklar, yaşlılar öldürülmez, ağaçlara dokunulmaz. Siyonist İsrail devletinin en büyük destekçisi büyük şeytan ABD'dir. Doğu ve Batı dünyasının arkasına alan İsrail, anlaşılan o ki Filistin halkını bitirmeden bu savaşı bitirmeyecek. Büyük İsrail Devleti'ni kurmak için yaklaşık bir asırdır mücadele eden Siyonist İsrail terör devleti resmen savaş suçu işlemesine rağmen, hem işgale devam ediyor, hem de öldürmeye.. Gazze'deki soykırımı görmezden gelen, hangi dinden, fikir ve dünya görüşünden olursa olsun, insanlıktan nasibini almamıştır. Filistin'de yaşanan katliama karşı olmak için, illa Müslüman olmak gerekmiyor.

Siyonist İsrail Gazze'ye yönelik başlatmış olduğu savaşın çeperini her geçen gün biraz daha genişletiyor. Filistin yanlısı protestolar artıyor ama İsrail, bildiğinden geri durmuyor.

Ben Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın; “İsrail savaşı tüm bölgeye yaymak istiyor” iddiasını önemsiyorum.

Yahudiler, Mescid’i Aksa'nın altında günün birinde göçmesi için yıllardır kazı yapıyorlar. Ellerinde sapan taşlarıyla İsrail askerlerine karşı mücadele eden Filistinli çocukların ahı, ben öyle inanıyorum ki bir gün mutlaka Yahudileri boğacaktır.

Mescid-i tümüyle müslümanların hafızasından silmek istiyorlar. Hedefleri Arz-ı Mev'ud. Gazze'deki savaşın özeti bu. Siyonist Yahudi'nin projesine Türkiye'nin Güneydogusu da dahil.

Sanırım 57 İslam ülkesi var ve bu ülkelerin liderlerinin çoğu Müslüman. 2 milyara yaklaşan nüfusumuz var ama suyun üzerindeki çer-çöp gibiyiz. Varlığımız, Gazze karşısında bir şey ifade etmiyor. Kınamayı, mitingleri, basın açıklamalarını da elbette önemsiyorum ama bunlarla geçiştirilecek mesele değildir Gazze ve Kudüs meselesi. Çünkü Siyonist Yahudi bu dilden anlamaz. Gazze’nin direniş cephesi ve halk direnç noktasında moral üstünlüğünü hâlâ elinde tutuyor, ancak insani ihtiyaçların tükenmek üzere olması, bize bir şeyler anlatıyor olsa gerek. Yaklaşık 40 bin şehit verdi Gazze halkı. Bunların da çoğu çocuklardan oluşuyor. Siz hiç Gazze’de çocuk olmanın ne demek olduğunu biliyor musunuz? Empati yapıp, Gazze’ye atılan bombalarla ölen çocukların kendi çocuğunuz olduğunu hiç düşündünüz mü? Gazze şeridinde kıtlık, hastalık, susuzluk, ilaç ve tıbbı ekipman eksikliği, yemek dağıtım alanlarında ellerinde kaplarla dolaşan yüzlerce küçük çocuk ve yemek yapmak için ot toplamaya başlayan Filistin halkı yaşıyor. Yaşamak denirse buna..

Bakınız başlangıçta İsrail askerlerinin Gazze’de gerçekleştirmek istediği plan; sivil nüfusun tamamen insani yardıma bağımlı kalmasını sağlamaktı. Ancak bugün gelinen noktada, bölgeye gönderilen yardımları da engelliyor. İsrail Gazze’de İş gücünün sıfırlanmasını da amaçlıyor. İsrail kesinlikle Gazze’nin canlı cansız tüm nesnelerinin etnik temizliğe tabi tutulmasını amaçlıyor. Anlaşılan o ki, bu Siyonist kefereler Filistin’i bitirmedikçe bu savaşı bitirmeye niyetli değiller.

Peki, çare nedir? Türkiye küresel ölçekte ekonomik ve siyasi gücü nispetinde Filistin davasına her zaman sahip çıkmış, bugün de çıkmaktadır. Özelde Gazze’nin, yerelde Filistin davasının kurtuluşunun ana omurgası Türkiye, Suudi Arabistan, Mısır, BAE, Suriye ve Irak’tır. Arap ve İslam dünyası çok güçlü bir pakt oluşturmadıkça, Gazze şeridinde süren İsrail terörünün nefes borusunu kesmemiz mümkün görünmüyor. Diplomasi ile bu işi çözmeye çalışalım, eyvallah, lakin uzun vadede Müslüman toplumların barış içerisinde özgürce yaşamaları için, vahdet ve güçlü bir pakt kaçınılmazdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Şanlıdağ Arşivi