Ceviz kabuğunu dolduran konular…

 

Önemsiz konuların büyütülmesi, gereksiz yere tartışılması ve zamanın çoğunu moda deyimle “fasa fiso” konularla geçiştirilmesine eski bir örnektir; ceviz kabuğunu doldurmayacak konular…

Suni gündemdir belki de, asıl uğraşılacak gündemi kaçıran ceviz kabuğuna sığacak basit konular…

Çaydan geçerken çıpırda boğulmaktır.

Etrafında olanları görmeyip, uzaklara dalmaktır.

Kendi gözündeki merteği görmeyip, başkasının neresindeki yarayla uğraşmaktır.

Ceviz kabuğu, içindeki meyvesinin aksine, boyut olarak küçük olunca, içine sığacak konular da küçük olur.

Bireysel olarak küçük konuların arasında çok boğulduğumuz bir gerçek ama devlet de öyle, siyasiler de, sivil toplum örgütleri de…

Yasa yapanlar da, yasayı uygulayanlar da derinlere girme cesaretini gösteremeyen, ayak bileğini aşmayan konularda boğulanlardır.

O nedenledir ki, tarihin karanlık sayfalarında kalan sorunlarla uğraşmaktan çekinmeyiz.

Bataklığı kurutmak zor gelince, sivrisinek avına çıkarız, elimizde sinek kovucu, o köşe senin, bu köşe benim…

Sorunu kökten çözme yerine, “bugünlük bu kadar” diye gelecek tepkileri en aza indirme yolunu seçeriz.

Dün suç olan, bugün serbest olur ama bugün suç olanın yarın serbest olacağını düşünüp, köklü değişimler, büyük reformlar yapma yerine küçük küçük adımlar atar, gıdım gıdım haklar veririz.

Ülke kan gölüne dönerken, İmralı sakininin dışarıya çıkacak olmasına büyük tepki gösteririz mesela…

O çıkmasın ama herkes ölsün tavrındayızdır…

Anaların ağlaması, bir kişiyle önlenebilir düzeydeyse ağıtı kesmeye değil, bir kişiye odaklanırız.

Herkes anadilinde konuşur, herkes anadilinde eğitim görür ama aynı hakkın bir başkasına verilmesinin mümkün olmadığı üzerinde kafa yorarız. Çözüm değil, çözümsüzlükle uğraşıp, sürekli çene çalmak hoşumuza gider…

***

Aslında ceviz kabuğunu doldurmayan konulara değil, dolduran konulara bakacaktık, nereden nereye geldik.

Doğrusu da bu zaten, biz asıl ilgilenmemiz gereken sorunlarla uğraşmayınca, birileri ceviz kabuğunu doldurmaya başlıyor, ham de uyuşturucuyla, zehirle…

Yozgat’ta düzenlenen uyuşturucu operasyonunda, bugüne kadar görülmeyen bir “gizleme” yöntemine başvurmuş, zehir tacirleri.

Biz ceviz kabuğunu doldurmayan konularla hemhal olmuşken, boş kalanı doldurmak da onlara düşmüş.

Oysa 500 adet cevizin içinde 10'ar gramlık poşetler halinde toplam 5 kilo eroinin bulunması, ceviz kabuğunu dolduranların yakalanması manasına gelmiyor.

Sadece bir ipucu veriyor; bakın bu konu, sandığınızdan da büyük diye…

Okul önlerinde farklı isimlerle, kod adıyla bu zehirler satılıyor, herkes de nereden, nasıl alacağının bilincinde.

Tuzağa düşürülen her çocuk, bir başkasını da ağın içine çekerek, zehirlenmiş beyinlerin sayısını çoğaltarak, uyuşturucu mafyasının gün geçtikçe büyümesine yol açıyorlar.

Bununla sadece gençler zehirlenmiyor, sadece ekonomileri büyümüyor, güç sahibi oluyorlar, söz sahibi oluyorlar ve bu paralarla silah alıp, bomba üretecek hale geliyorlar.

İşte ceviz kabuğunu dolduran konular bunlar…

Biz doldurmayanlarla uğraşıyoruz, birileri dolduranlarla…

Ülkenin dört bir yanını saran tefecilerin açtığı yaraların henüz kimse farkında değilmiş tavrını sürdürüyor.

Oysa bir verip, sonsuz alanlar, alamadıkları zaman eline silahı alıp, güpegündüz yol ortasında insanları taramaktan çekinmeyecek hale gelmişler.

Mafya, onurlu bir meslek gibi lanse edilerek, reklamıyla birlikte büyütülüyor, onların sponsorluğundaki diziler izlenme rekorları kırıyor.

Biz boş işlerle uğraşırken, ülkenin değil, milletin kanını emenler büyüdükçe büyüyor, sömürdükçe sömürüyorlar.

Şiddet olaylarında aynı tavır, hak taleplerinde aynı tavır, darbecilere karşı aynı tavrı, milleti sömürenlere karşı aynı tavır sürdükçe, doldurulacak çok ceviz kabuğu bulan olacak. Bugün 500 olan sayı, yarın tezgâhlarda satılacak, zaten satılıyorda…

Twitimden seçmeler

Bir kar yağsa, bir kar yağsa, lapa lapa. Dünyanın her yanını kaplasa, yaşanan bütün çirkinlikleri örtüp, tertemiz yapsa. Bugünkü duam olsun!

www.twitter.com/naifkarabatak

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Naif Karabatak Arşivi

Mantı

12 Ağustos 2024 Pazartesi 16:20