Abdullah Şanlıdağ
Daha neler duyacağız?
Teknolojik gelişmelerde sınır yok. Olmaması da gayet normal. Her gün yeni bir gelişmelere yeni bir buluşa şahitlik ediyoruz. İnsanoğlunun azminden hiçbir şey kurtulmuyor. Kara sabanla çift süren Dedem rahmetli 1900'lü yıllarda arabanın ilk köylerine geldiğinde, önüne; hayvanlara verilen burma koyduklarını anlatırdı. Otomobilin yiyip içen bir varlık olduğunu zanneden o günün insanı sağ olsaydı, bugünkü teknolojiye ne derdi acaba?
Yine teyyarenin (uçak) memleketimizde ilk uçuşuna şahit olan dedem ve onun babası, gökyüzündeki gürültüyü duyduklarında ağaçların arkasına saklandıklarını anlatırdı.
Benim çocukluğumda cep telefonu yoktu. Ben cep telefonu ile 30'lu yaşlarda tanıştım. Şimdiki nesil ise hem şanslı hem şanssız. Neredeyse yeni doğan bir bebeğin elinde dahi cep telefonu var. Radyasyonla çocuk yaşta tanışan bu neslin geleceği ve sağlığı konusunda endişeliyim. Bu anlattıklarımla yeniliklere ve teknolojiye karşı olduğumuz anlaşılmasın. Her şeyi yerinde ve zamanında, ölçüyü kaçırmadan kullanırsak bir anlamı olur. Televizyon, kitap okumayı ve komşuluk ilişkilerini kısmen bitirmişti. Şimdi internet dünyası ve akıllı telefonlar, sosyal ilişkileri,muhabbeti ve gerçekliği zedeliyor. İki kişi bir araya geldiğinde oturup muhabbet etmesi gerekirken, hemen telefonlara sarılıp sanal alemde muhabbet ediyorlar. Söylenecek çok şey var aslında.
Şimdi de yeni bir teknoloji ile karşı karşıyayız.
Ama bu teknoloji ile büyük bir tahribat yapılmakta..İsmine Deep-fake teknolojisi deniliyor.
Deef-fake nedir? Merak ettim ve inceledim. Vardığım sonuç şu oldu: İnsanları, olguları, olayları çıplak gözle fark edilemeyecek kadar gerçekçi bir biçimde yeniden ‘var kılma' tekniğinin adı. Edindiğim bilgiler, teknolojinin bu bölümünü "yaratıcı hamle" olarak isimlendiriyor. Yoktan varetmek Allah'a mahsustur. İnsanoğlu icat yapar. Yaptığı icatla da insanlara iftira atar. İşte bu Deef fake denen proje de böyle bir şey. Eskiler derdi ki, Allah, kuru iftiralardan korusun.
Devam edelim...
Bu teknikle, bir insanın fotoğrafından bir video yapıp onu istediğiniz biçimde konuşturabiliyorsunuz. Sosyal medyada dolaşan böyle sayısız videolar var. Bu tekniği kullanarak, sevmediginiz, düşman olduğunuz birisine, söylemediği şeyleri söyletebilirsiniz. Bu anlamda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir sürü videosu yapılmış. Belki de hiçbirini söylemediği şeyleri söylemiş gibi servis ediyorlar.
Yani gerçeğin istendiği kadar muğlaklaştırılabileceği, çarpıtılacağı ve bizim karşısında çaresiz kalacağımız bir dünyaya doğru hızla gidiyoruz. Allah sonumuzu hayreyleye.
Hepimiz hakikatin peşinde olmalıyız. Zulüm, bizim mahalleye yapıldığında karşı çıkıp, ötekine sessiz kalırsanız gün gelir sizi de vurur. Adaletin savunucuları olmak durumundayız.
Alper Görmüş'ün de ifade ettiği gibi, "Oysa ‘bizim’ iktidarımıza yarıyorsa ya da bizim iktidarımıza giden yolun önünü açıyorsa hakikatin çarpıtılması, görmezden gelinmesi, ses çıkarılmaması ya da eksik biçimlerinin benimsenmesi ‘bizim için’ de okey." diyenlerden olmayalım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.