Abdullah Şanlıdağ
Hamas ilk defa İsrail'i vurdu!
Jeopolitik ve jeostratejik olarak büyük öneme sahip olan Ortadoğu, yeniden hareketlendi. Yazıyı kaleme alırken; yanımdaki üniversiteli bir genç, “Ortadoğu kavramı ile kastedilen bölge neresidir?” dedi. Ben de İngiltere’nin çizdiği sınırları kabul etmediğimi, siyasi sınırın ise tutarlı olduğunu söyledim. Okuyucularım da merak buyurabilirler. Sahi Ortadoğu deyip duruyoruz, bu kavram hangi ülkeleri kapsıyor?
Ortadoğu; Kafkasya, Azerbaycan, Küçük Asya, Türkiye, Suriye, Kıbrıs, Irak, Huzistan, İran Arabistan’ı, Fars, Kuveyt, Bahreyn Adaları, Katar, Arabistan, El Asha, Mısır, Hicaz ve Necid Çölleri gibi bölgelerdir. Ortadoğu İkinci Dünya Savaşı’nda Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs, Suriye, Lübnan, Irak, İran, Filistin, Ürdün, Mısır, Sudan, Libya, Suudi Arabistan, Kuveyt, Yemen, Umman, Bahreyn gibi devletlerden oluşmuştur.
Özetlersek; Kafkasya, Balkanlar ve Anadolu ile Arap yarımadalarının düğümlendiği coğrafyadır. Denizlerle tanımlayacak olursak Akdeniz, Karadeniz, Hazar Denizi ile Basra Körfezi dolayısıyla Hint Okyanusu arasındaki bölgedir.
Gazze Şeridi’ndeki İsrail vahşetini gördükçe, üstat Pakdil’i anmadan geçemiyorum. Tabi ömrünü Siyonizmle mücadeleye adayan Erbakan Hocayı da.. Bizim ancak edebiyatını yaptığımız, lanet okuduğumuz ve slogandan öteye geçmeyen Filistin sevdamız, Nuri Pakdil’in gönül dünyasında söylemden eyleme geçmeyi başarmıştır.
Kudüs, İslam'ın ilk kıblesidir.
Yıllardır İsrail askerleri Filistin'de çoluk çocuk demeden katliam yapıyordu. Kudüs'ü işgal altında tutan siyonist güç, Kudüs'ün İsrail'in başkenti olma teklifinde dahi bulunmuştu. Yıllar sonra ilk kez HAMAS, İsrail'e sızdı ve hem İsrailli asker ve bazı sivilleri öldürdü, hem de rehin aldı. Bundaki amacı da belli. İsrail zindanlarında yatmakta olan Filistinli vatandaşlarla İsrailli rehinelerin takas yapılması. Harekâtın ismi Aksa Tufanı. Hamas, Gazze'den İsrail tarafına hem roket atıyor, hem de bizzat kendi askerlerini İsrail topraklarına sızdırmayi başardı.
Şimdi başta İsrail olmak üzere tüm dünya, istihbaratın Hamas'ın büyük çaptaki bu saldırılarını nasıl önceden göremediğini tartışıyor. Öyle ya; teknolojinin bu denli geliştiği bir dünyada, Filistin-HAMAS örgütünün İsrail' e sızması ve roketle dövmesi nasıl olabilir? Vurmaya ve işgale alışık olan siyonist İsrail, bir türlü vurulmayı kabullenemiyor.
Gazze Şeridi’ni Hamas kontrol ediyor. Örgütün silahlı kanadı Kassam Tugayları’nın iki gün önce İsrail’e başlattığı “Aksa Tufanı” operasyonu, Gazze sınırına yakın İsrail kentlerinde sürüyor. Filistinli grupların da bölgedeki yerleşim yerlerine girdikleri eğer doğruysa, bu kez İsrail'in ve Netanyahu'nun işi zor.
İstihbarat bu saldırı ve sızmayı nasıl göremedi?
Siyonist İsrail şokta. Nasıl olur da HAMAS İsrail'i vurabilir? MOSSAD da hikayeymiş. Baksanıza HAMAS'ın bu denli çaplı hazırligindan haberi bile olmamış. İşin içinde iş arayanlar olacaktır. "Kefereye gün doğdu" diyenler olacaktır. Yaşlı bunak siyonist Netanyahu, “Öncelikli hedefimiz topraklarımıza giren düşman unsurları temizlemek, saldırıya uğrayan yerleşim yerlerinde güvenlik ve huzuru tesis etmek” dedi. Peki, senin yıllardır Filistin topraklarını işgal etmene ne demeli? HAMAS, bu kez İsrail'in nasırına çok kötü bastı. Kassam sözcüsü Ubeyde, tüm Filistinlileri İsrail’e karşı başlattıkları “Aksa Tufanı operasyonuna” katılmaya çağırdı. Savaş, büyüyecek gibi duruyor.
Herzog, uluslararası topluma “Hamas ile müttefiki ve destekçisi İran’ı koşulsuz kınama” çağrısı yaptı. İsrail ordusu boş duracak değil ya. Abluka altındaki Gazze Şeridi’ne saldırı başlatan İsrail'e gün doğdu.
Orta Doğu'un en büyük istihbaratı neredesin?
HAMAS'ın amacı, savaşı sürdürüp işgal altındaki toprakları kurtarmak ama korkarım bunun zararı Filistin halkına dokunacaktır. Şimdilik Yahudi devleti şokta ama topallanıp saldıracaktır. Keşke Hamas başarılı olsa. Hiç kimse Filistin halkına ve İsrail topraklarına giren Hamas'a terörist diyemez. Asıl terörist siyonist İsrail ve ona destek verenlerdir. İsrail devleti müzakereden, çözümden anlamaz. " Ne gerek vardı bu işgale", zaten İsrail'le müzakere ve ateşkes halindeydik diyenlere katılmıyorum. 80 senedir Filistin işgal altında. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa, altında Süleyman mabedi var denilerek sürekli kazılıyor. Ötelerden beri süregelen bir Kudüs davamız var bizim. Kucağımıza beleyerek büyüttük. Kudüs için ağıtlar yazdık, şarkılar söyledik. Özel Kudüs günleri düzenledik. Kudüs şairimiz dahi oldu. Rahmetle anıyorum Akif İnan'ı, Nuri Pakdil'i. Sizin de annenizden kalan bir Kudüs sevdası mirasınız olsun. Makalenin başındaki dizeler Pakdil'e ait. Yedi Güzel Adam'ın nazarında Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın çok özel yeri vardı.
Devletler arasında diplomasi esastır. Demokratik ve barışçıl bir dil gerekiyor. Nitekim Türkiye de öyle yapıp, tarafları itidallı olmaya, gerginliği tırmandırıcı eylemlerden uzak durmaya çağırıyor.
Akif İnan'la noktalayalım.
"Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu
Varıp eşiğine alnımı koydum
Sanki bir yer altı nehr çağlıyordu"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.