Naif Karabatak
Her Seçime Aynı Taktik
Her seçime aynı taktikle girmeyi alışkanlık haline getiren siyasi partilerin, heybelerinde halka verecekleri hiçbir şeyleri yok demektir.
Silahla siyaset yapan, silahla siyasetine devam ediyor.
Kandan beslenen, kan emmek için arayıştan hiç vazgeçmiyor.
Kargaşayla oy kapacağını sanan, yine kargaşa çıkarma derdinde.
Seçim öncesi 1 Mayıs’ın olması, bazılarının iştahını açıyor.
Ellerini ovuşturanlar var.
Bazıları salyalarını akıtacak kadar şevke geliyor.
Ortalığın savaş alanına dönmesi, insanların ölmesi, yaralanması, sakat kalması, mağdur olması, mazlum olması, iflas edecek kadar işyerine zarar verilmesini umursamıyorlar.
Halk için siyaset yapıyorlar ama halkın ölmesini umursamıyorlar.
Saltanatlarını kan üzerine kurmaktan çekinmiyor ama bize insanlık dersi vermeye kalkıyorlar.
Her seçimde, her siyasi parti, heybesinde olanı kullanıyor.
Çoğu fotokopi, biriktirmiş durmuşlar.
Aynı senaryo ve aynı karanlık tablo var.
Beslendikleri yer farklı oluyor, sponsorları değişiyor, gaz verenleri ve aktörleri yer değiştiriyor ama hepsi aynı.
Taşeron terör örgütler sahneye çıkıyor, özgürlük havarisi olarak.
Elinde silahla, gözünde nefretle, kinle, öfkeyle sağa sola saldırıyorlar ve bize barış dersi veriyorlar.
İşçilerin hakkını yerken, işçi hakkını savunuyorlar.
Kan akıtırken, barış diyorlar.
Silah sıkarken, kardeşlik mesajı veriyorlar.
Polisin zulmünden bahsediyorlar, zulmederken…
Zalimliğe karşı duruyorlar, zalimlik yaparken.
Mağdurun yanında olduklarını söylüyorlar, insanları mağdur ederken.
Sadece cumhuriyet döneminde değil, Osmanlı’nın son zamanlarında da benzer taktikler vardı.
Ve hiç değişmedi.
O gün bugündür silahtan beslenenler var, belki adaları değişti, belki bulundukları ortam farklı oldu.
O günden bu yana kandan beslenenler var; ülke huzur bulduğunda kimsenin yüzlerine bakmayacağını biliyorlar ve sürekli ülke karışsın istiyorlar.
Dış ortakları var, iç ortaklarıyla el ele…
Bütün kirli örgütlerin yegâne buluşma noktası seçim üzeridir.
Herkesin hesabı var, bazılarının alacağı para…
Halkın gönlüne giremeyen bu çevrelerin, halkın kanına girerek iktidar elde edeceklerini sanıyorlar ve bunu da hiç yılmadan sürdürüp duruyorlar.
Daha önce arada bir darbeyle iktidara gelenler, ellerinden giden bu silahlı gücün yerine farklı farklı terör örgütlerini kullanıyor, biraz makyajla vahşeti yumuşatmaya çalışıyorlar.
Ama kimse yemiyor…
Kimsenin yemediği, her seçimin sonucunda belli oluyor.
Ama bu nereye kadar gidecek?
Hiç mi uslanmayacaklar?
Hiç mi taktik değiştirmeyi düşünmeyecekler?
Zor olanı neden seçerler, daha kolay, daha kalıcı ve aha insancılı varken…
Sevgi mesajını laf olsun diye değil, yürekten vermek zor mu?
Barış ve kardeşlik lafını dilinden düşürmeyenlerin, bunu inanarak söylemesi de mi zor?
Silahtan ve silahlı örgütlerden medet umma yerine halktan medet ummak, ona sığınmak çok mu zor?
Kandan beslenenler, daha güzel, daha kalkınmış, daha müreffeh bir ülke, daha güzel bir yaşam, daha özgür bir hayatın kapılarını aralamak ve bütün teveccühleri kendine çekmek için neden çabalamazlar?
Neden ön tarafta sevgi mesajları verirken, perdenin arkasında nefret tohumlarını saçarlar, sağa sola?
Neden insanca siyaset yapıp, insanca oy istemek yerine, silahla, kanla, terörle, kaosla, kargaşayla ve korkuyla oy toplama derdine düşerler?
Çok mu zor?
Yoksa bu millet, ne kadar makyaj yaparsanız yapın, yine de siz tanıyor mu?
Tweetimden seçmeler
Ve bir gün hepimiz, Allah'ın huzurunda hesap vereceğiz...
Varsın, birileri hiç hesap vermeyecek gibi hırsının esiri olsun...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.