Naif Karabatak
İslamcılığa Farklı Bakış
Kelime manası olarak, “Müslümanlığın esaslarını sadece dinî hayatta değil, hukuksal, ekonomik ve siyasal düzenlemelerde de geçerli kılmak isteyen” İslamcılığa nasıl bakmak gerekiyor diye düşünüyorum.
Günümüzde “İslamcı” tabirini kullanan ve şiddetten beslenen kesimin yaptıklarına bakınca, kelime manasında ifade edilmek istenenlerin (hayatın tüm alanında, İslam dininin kurallarını geçerli kılmak istenmesi) “istenilir” olma özelliğinden uzaklaştırıyor, en azından beni…
Çünkü İslam kelimesi, Arapça “s-l-m” kelimesinden türemiş, huzur, barış, tam, emin, özgür, sağlıklı, kendisinin yerini tutacak başka bir şey olmayan gibi anlamlara geliyor.
Buna karşın, İslamcı olduğunu söyleyen ve daha çok terörle gündeme gelen örgütler, huzur sağlamıyor, barış vadetmiyor, hiç güven vermiyor, İslam’da olmayan yasaklarla özgürlük sağlamıyor, sağlıklı değil, kendisinin yerini tutacak bir sürü başka terör örgütleriyle aynı kefeye konuluyor.
Esasında sevgi olmayan bu tür yapılar, İslam’a en çok zarar veren olarak da Müslümanların başına bela oluyor.
Özellikle Ortadoğu’da, batının bütün oyunlarına, iğrenç eylemlerine, katliamlarına muhatap olan Müslümanlar, kukla yönetimlerin zulmü altında inim inim inlerken, İslam adına ortaya çıkan ve kendilerine “İslamcı” sıfatını layık gören bu örgütler de, batının zalimlerini, onun kukla yönetimlerini, darbecilerini hedef almıyor; mağdur ve mazlum Müslümanlarını hedef alarak, İslamcı kimliğiyle tezat bir gözü dönmüşlük ortaya koyuyor.
Bu yapılanmalar, İslam’ın herkesi kucaklayan yönünü değil, herkesi dışlayan yönüyle tüm dünyayı kucaklayacağı gibi akıl almaz hayaller peşinde koşuyor.
Vahşette ve iğrençlikte sınır tanımayan bu örgütler, Müslümanların sevgi dolu olduğunu, barış içinde yaşama arzularını da bertaraf ediyor.
İslam’da olmayan mezhep kavgalarını bu örgütler körüklüyor.
İslam dininde hiç yeri olmayan ırkçılığı körükleyip, bunun üzerine kan dökmeyi, yine bu örgütler sağlıyor.
Müslümanlar arasına fitne koyan, “iyi bir şey” yaptığı fikrini aşılayan gençleri hiç yere ölüme yolluyor.
Kendisini halife ilan eden örgüt liderleri, İslam’la, Müslümanlarla savaşarak, Müslümanların halifesi olacağını sanıyor.
Bir halife beklentisi içinde olan bazı Müslümanlar da ellerinden damlayan kana bakmadan, cennetin yolunu vahşette, kanda, irinde, iğrençlikte arıyor.
***
Elbette İslam, sadece bir din değil, aynı zamanda yaşam biçimidir.
Hayatın her alanında; hukuktan eğitime, sağlıktan sosyal hayata kadar bir devlet modeli olabilecek yapıda evrensel bir din ve anlayıştır İslam.
Ancak, bunu sağlamak, İslami anlayışla mümkün olabilir; katiller eliyle değil.
Hazreti Peygamber(sav) zamanında yaşamak ve yaşatmak için yapılan savaşları, güç elde etmek için, ihaleyle katliam yapmak için, ülkeleri karıştırmak için, Müslümanları öldürerek para ve toprak elde etmek için yapmak, İslam’dan bihaber olmaktır.
Sadece Suriye’de İŞİD’in yaptıklarına baktığımızda bile, İslam adına ortaya çıktığını söyleyen tüm “terör” içerikli örgütler, yaşamak ve yaşatmak için değil, ölmek ve öldürmek için ortaya çıktığını anlarız.
Hatta mazlumdan yana değil, mağdurdan yana değil, Müslümandan yana değil, zalimden yana, onlarla kol kola, onların amacını hayata geçirenler olduğunu da görürüz.
Kendi halkını öldüren eli kanlı Esed’e ve onun yandaşlarına tek söz etmeyen, tek kurşun atmayanlar, mezhepçilik bahanesiyle, ırkçılık gibi ilkel ayrımlarla Müslümanları katlederek, İslam’a hizmet ettiklerini sanıyor veya bizleri “enayi” sanarak onlara inanmamızı sağlıyorlar.
Ne yazık ki, beş vakit namaz kılan, orucunu tutan, zekâtını veren, İslam’ın tüm yasaklarına uyan, tüm emirlerini yerine getiren “saf” ve “berrak” diyeceğimiz kadar iyi Müslümanlardan da bu oyuna alet olan çıkıyor.
En üzüldüğüm taraf, elbette burasıdır.
Eğer İslam dinine tabii bir Müslümansanız, İslam’ın terörle uzaktan veya yakından hiçbir ilgisi olmadığını, mezhepçilik bahanesiyle kardeş katli olunamayacağını, ırkçılığın İslam’da yeri olmadığını bilmeniz gerekir.
Bunu bilmiyorsanız, okuyup öğrenmek, sorup, soruşturmak gerekir.
Televizyonların Ramazan hocalarına akıl almaz soruları soran bu Müslümanların, can alıcı ve kan akıtıcı bu tür soruları sormamaları, gruplar halinde terör örgütü saflarına katılmaları, savunmaları anlaşılır gibi değil.
Yazının başına aldığım İslamcılığın kelime manasını ihtiva eden her “İslamcı” oluşumun içinde yer almak, benim gibi herkesin görevi olmalı ama bunu,İslam’da olmayan, insanlıkta olmayan yollarla değil, aksine tüm dünyayı kucaklayan sevgiyle, İslam’ın kelime manasını da içine alan barışla, huzurla, güvenle yerine getirmek esas olmalı.
Müslüman’la savaşan, ister kâfir olsun, ister Müslüman, ne fark eder?
Tweetimden seçmeler
Karışan bir kafanız varsa çalışan bir beyniniz var demektir!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.