Naif Karabatak
ŞİMDİ GÜZELLİK ZAMANI
Genç bir kadın lokantanın önünde asılı olan “Gel al, iste gelsin” ilanındaki telefon numarasını, cep telefonuna kaydederken, yanındaki sordu, “Niye zahmet ediyorsun, ……. şirketinden iste gelsin” Kadının cevabı; “Dükkânın önüne ilan asınca içim burkuldu. Demek ki işleri kırık. Bir de aracı kuruma komisyon ödemesin. Kendisinden isteriz, gelir…”
İki genç konuşuyordu, “Arada bir yemek, tatlı siparişi veriyorum. Maksat esnafa destek”
İki yaşlı konuşuyordu.
Oğlunun İstanbul Bahçelievler’de bulunan dükkânı pandemi nedeniyle sürekli kapalı kalmış. İşleri çok kötüymüş.
“Allah razı olsun” dedi yaşlı adam, “Dükkân sahibi 8 ay kira almadı. Dün 5 ay daha almayacağını oğluma söylemiş.” diğeri cevap verdi, “Ne güzel insanlar var.”
Kiracısının mağduriyetini görüp, ev kirasını almayan, kirayı azaltan veya ödemesini öteleyenler…
***
Kadıköy’de yaşlı bir çiftle karşılaşmıştım.
Karı koca emekli.
İkisinin de maaşı yaklaşık 3’er bin lira.
Birisinin maaşıyla ev geçindiriyorlar.
Diğerinin maaşını da hayvanlara yiyeceğe harcıyorlar.
Abartılı gelebilir ama değil.
Hayatının son demlerinde baş başa kalan çift, kendi evlerinde, başkalarına güzellik yapma derdinde.
Bu çiftimiz her gün, aynı saatte gittikleri parkta bulunan banka oturduklarında “Şu kedi sağ dizime, şu kedi sol dizime gelip oturacak” diyerek, hangi kedinin ne zaman ve nasıl geleceğini, nereye oturacağını biliyor. Kuşları, köpekleri besliyor. Kırlangıçlar, serçeler, martılar bile karı kocayla dost olmuş. Onlar parka girdiği anda, etrafına üşüşüyorlar.
***
Sokak kısıtlamasında bile, kapısının önündeki hayvanların yemini vermek için aşağıya inmekten üşenmeyenler.
Ve insanlar sokağa çıkamadığı için hayvanları aç ve açıkta bırakmayan ve bunu da bir şov vesilesi yapmayan belediyeler.
Onlar dışarı çıkamıyor, çalışamıyor diye evine ekmek, yemek götürenler/gönderenler.
Kendisi tok yatıp, komşusunu da aç bırakmayanlar veya içi rahat etmeyenler.
Sosyal medyada, klavyenin başında kahramanlık etmek yerine, kısıtlamanın ve bütçesinin el verdiği ölçüde yardım eden, yardım götürenler.
Ve bunu da bazı belediyeler, bazı STK’lar ve bazı işadamları gibi “şova dönüştürmeden” sessizce yapanlar.
Korona testi pozitif çıkan veya temaslı olduğu için evde karantinada kalan personelinin “ücretini kesmeyen” işverenlerin güzelliğini de buraya not etmek gerekiyor.
***
Mart ayında başlayan ve bütün dünyayı etkileyen Koronavirüs’ün bir diğer özelliği de insanların içindeki iyiliği veya kötülüğü ortaya çıkarmak olduğu bir gerçektir.
Öyle ki, asgari ücretle çalışan insanların bile bir diğerine destek olmak için verdiği özverili çaba duygulandırıyor.
Köşede çorap satan, tezgâh kurup üç beş eşya satanlardan alışveriş etmek için sıraya girenler, hiç ihtiyacı olmadığı halde “Gel al” uygulamasında erinmeden gidip alanlar, “iste gelsin” uygulamalarıyla esnafa ve kuryeye destek olanlar.
Elinden geleni, elinde olanı vermekten çekinmeyenler.
Alacağı varsa erteleyenler, borcu varsa erken verenler.
Derdiyle baş başa kalmak yerine, başkalarının derdine derman olanlar.
Bir kitapla olsa bile evde kalan insanın hayatına dokunan güzel insanlar, kurumlar, kuruluşlar.
Şirketinin zarar etmesini umursamayıp, çalışanlarının mağdur olmaması için çaba harcayanlar.
Bütün bunlar güzel insanlar.
Bütün bunlar güzel kurum ve kuruluşlar.
Bunlar içimizde var olan ve olması gereken güzellikler.
Bazılarını zaten biliyorduk, bazılarını da pandemi ortaya çıkardı.
Bir de içindeki kötülüğü bir kat, beş kat, on kat veya binlerce kat ortaya çıkaranlar.
Zorluk başladığı an işçisini kapı önüne koyanlar.
Eve çekilip, aç ve açıkta olanlardan “bana ne” tavrına bürünenler.
Ve dev ilaç firmaları.
Ve dünyanın en zenginlerinin iğrençlikleri.
Mesela Bill Gates gibi pandemiden kazanmak için didinip duranlar.
Yiyemeyeceği, giyemeyeceği, gezemeyeceği, içemeyeceği, harcayamacağı paraları kazanmak için bütün bir dünyayı sömüren alçaklar.
***
İnsanlar yakınlarını kaybediyor, taziyesini yapamıyor, cenazesine gidemiyor ama acısına ortak olanların maddi ve manevi desteği uzaktan da olsa, bir selamla da olsa unutulmuyor.
İnsanlar evine ekmek götüremiyor, bebesine süt veremiyor.
Pandemi, zor bir zamandır.
İnsanlar zor zamanda yanında olanı da bilir, karşısında duranı da.
Kim olursa olsun, hangi kurum veya kuruluş olursa olsun, hangi siyasi parti olursa olsun, hangi kişi veya kişiler olursa olsun.
İnsanlar, güzellik saçanı da bilir, mikrop saçanı da.
Allah güzel insanlarla karşılaştırsın, kötülük saçanlar şöyle dursun.
Şimdi pandemi zamanı; güzellikleri her zamankinden çok daha fazla ortaya çıkarma zamanı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.