Naif Karabatak
Ve Sonunda Şeriat Geliyor!
Uzun yıllardır bekleniyordu, her darbe dönemi öncesinde bir “tehlike” olarak gösterilen Şeriat geliyordu. Bazen isim değiştiriyordu, bazen “irtica” diye bir kılıfa sokuluyordu, gericilikle itham ediliyordu, yobazlığın adresi olarak gösteriliyordu ama şeriat geliyordu…
Bir türlü gelmedi elbet…
Ama şimdi geldi…
6 ay sonra şeriat geliyor, hem de öyle böyle değil, yerleşik şekilde…
***
Türkiye’de şeriat, hep birilerinin kâbusu oldu.
Şeriat gelsin diye uğraş veren yoktu ama şeriat geliyor korkusuyla uykusu kaçan çoktu.
Bir gece yarısı geliyordu şeriat…
Ve önce ellerini boğazına doluyordu…
“Gel bakalım, gel de hesap ver” diyordu…
Rüşvet yemişti, haksız mal edinmişti, zina etmişti, fuhuş yapmıştı, onun bunun kanına girmişti, adaletin terazisini kendi lehine çevirmişti…
Şeriat gelirse önce kendisini götürecekti.
Ülke elden gidecekti.
Laiklik yok olacak, Kemalizm’in hiç görünmeyen kazanımı da tuz buz olacaktı.
CHP bir daha iktidar olamayacaktı, hani zaten olamıyordu ama çıkmamış candan ümit kesmiyorlardı.
Bir ihtilal daha var, o da ölmek mi dersin diye türkü bile çığırıyorlardı.
İnsanlar zora koşulacak, özgürlükleri elinden alınacaktı.
Mesela “kıyafet yasağı” getirilecekti, ne kadar ilkel bir durumdu bu
Düşünün bir kere, başını açan bir hanım kızımıza “örteceksin” denecekti, “açacaksın” gibi zorbalık değildi elbet.
Şeriat kötüydü, tehlikeliydi, ülkemiz için çok zararlıydı.
Ama geliyor işte…
Birçok parti bu yüzden kapandı; şeriatın odağı olmuş, laiklik karşıtlarının buluştuğu bir camiaya dönmüştü.
Kur’an okuyan da şeriatı alıp getiriyordu, Allah diyen de…
Zamana ve zemine göre getirme şekli değişiyordu ama genellikle ibadet şeklinde geliyordu.
Namaz kılanın, oruç tutanın, Hac’ca gidenin, Kelime-i Şehadet getirenin ve zekât verenin şeriatı getirme riski her zaman vardı.
Bir de üstüne cumaya gidip, kurban keserek vacipleri de yerine getiriyorlarsa kesin şeriatı ufukta gizliyorlardır, ha geldi, ha gelecek…
Ama bu defa geldi işte, tam kapıya dayandı. 6 ay içinde yürürlüğe giriyor.
Kellesinden korkanlar var, kelle çok aldıklarından tecrübeliler…
İdam sehpalarından korkuyorlar, idam sehpalarıyla milleti korkuttukları zamanı hatırlayarak…
Toplu ölümlerden korkuyorlar belki Dersim üzerinde ölüm dansı yapan uçaklarını hatırlayanlar…
En çok özgür yaşayamamaktan korkuyorlar, yaşam tarzına müdahaleyi alışkanlık haline getirenler…
Korkmayın…
Şeriat geliyor ama ülkemize değil…
Brunei Sultanlığına geliyor.
Bizden uzakta, bizle alakası olmayan bir ülke…
Asya’dayız ama sıkı fıkı ilişkilerimiz yok.
Ama diğer “şeriat” ülkelerinde olduğu gibi geliyor.
İşlerine geldiğini getiriyor, gelmediğini götürüyorlar.
Üçte ikisi Müslüman olan ülkeye şeriatın ceza yasalarını getiriyorlar, sosyal, kültürel ve hukuki alanlarını değil.
Sadece ceza yasalarını…
Çünkü zorbalık etmeleri gerekiyor ve bunu da “İslam” adına yaptıklarında en az tepki alacaklarını sanıyorlar.
İslam’ın özgürlüğünü getirmiyorlar, barışını getirmiyorlar, sevgisini getirmiyorlar…
Zorbalıkla yönettikleri ülkeye İslam’ın ceza yasalarını getiriyorlar ve bunu da bir kazanım gibi sunuyorlar.
Tıpkı Amerika’nın uşağı olan diğer Şeriat ülkeleri gibi…
Kendi koltuklarını sağlamlaştırma adına, zorbalıklarını gizleme adına Şeriatı getiriyorlar.
Tıpkı bizim ülkemizde laikliği zorla getirdikleri, Kemalizm’i korku olarak sundukları, insanların yaşam tarzına müdahale ederek, tek tip insan yetiştirmeye çalıştıkları gibi…
Şeriat, “su içilecek kaynağa ulaştıran yol” olarak değil, had bilmezlere haddini bildirmek için kullanılan bütün zorba yönetimlerin ad değiştirmiş hali olarak sunuluyor, hepsi bu…
Sevinin!
Şeriat gelmiyor ama onun gibi başka dayatma yönetimleri özleyenler Gezi’ye çıkmış, yoğunluk bundan…
Tweetimden seçmeler
Aslında kendi yasaklarını kendi üreten bir toplumuz. Üstelik, neyi kendimize yasak kılıyorsak, herkese de yasak olması gerektiğine inanırız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.